Alessandro Massacci bundan 26 yıl önce İtalya’da doğdu. Annesi Bulgar, babası ise İtalyan olan genç adam, iki dil ve iki kültür taşıyıcısı olmaktan gurur duyuyor. Radyomuza konuşurken Sofya’da kendini evinde hissettiğini söyleyen oyuncu, büyük aşkının sinema olduğunu ve henüz 8 yaşındayken oyuncu olmaya karar verdiğini paylaştı. Küçükken son derece utangaç olduğu için annesi tarafından zorla oyunculuk kursuna götürüldüğünü anlatan Alessandro, “Birden içimde bir şeyler parladı, sahneye çıkmak istedim ve o gün bugündür hiç inmedim,” dedi.
Videoyu izleyin:
Genç oyuncu farklı yapımlarda küçük ve büyük bir dizi rol almış bulunuyor. Bulgar sinema severleri ise yakında Alessandro’yu Dimitar Rachkov, İriney Konstantinov, Hristina Apostolova ve bir takım sevilen Bulgar oyuncu ile birlikte BNT’nin “Vsichko Za Sina Mi” (Oğlum Hakkında Her Şey) adlı yeni dizisinde görebilecek. Aldığı rol ikincil olsa da Alessandro, Bulgar ekibi ile çalışmaktan zevk aldığını öne sürdü.
12 bölümden oluşan dizi, oğlunu tek başına yetiştiren ve hayatın zorlukları ile mücadele eden bir babayı anlatıyor.
"Çekimleri yaz mevsiminde tamamlanan dizi Nisan ayında gösterilecek. İlginç bir proje oldu. Bulgaristan’a gelip miras kavgası başlatan bir İtalyan karakterini canlandırdım. Aldığım rol sayesinde Bulgaristan’da sinema endüstrisi işleyişini yakından görebildim. İtalya’ya göre epey farklıdır. Şimdi Roma’da başka bir dizinin set çalışmalarına başlıyorum. İtalyan bir yapım olan dizinin adı “Leonardo Wanted”. Leonardo da Vinci’nin hayatını konu eden bu dizide öğrenci ve yardımcısı olan Salai karakterini canlandıracağım,” diye konuştu genç oyuncu.
Bulgar kökenlerine büyük önem veren genç oyuncu, hısım ve akrabaları ile görüşmek üzere sık sık Bulgaristan’a geliyor. Karma evlilikten doğan çoğu çocuklar gibi o da evde annesi ile Bulgar dilinde, babası ile ise İtalyan dilinde konuşur. Bunun yeterli olmadığına karar veren Alessandro, üniversite öğrencisi olduğu dönemde ana dilini pekiştirmek üzere Pazar okuluna gitmeye başladı. Roma’da bulunan “Asen ve İliya Peykov” Bulgar Okulunu iki sene boyunca ziyaret eden Alessandro, en çok Kiril alfabesinin öğrenmekte zorlandığını paylaştı.
"Bulgar dilinde okuma ve yazmayı öğrenmek ve Bulgar tarih ile kültürü hakkında daha fazla bilgi edinmek istedim. Sabahları üniversiteye, öğleden sonra ise Pazar okuluna giderdim. Bulgaristan’da yaşamadığım için Bulgarca’yı annem ve büyük annem sayesinde öğrendim”.
Son 5-6 yılda Bulgar olan kız arkadaşı ve dizi çekimlerinden dolayı Bulgaristan’a daha da yakınlaştığını söyleyen oyuncu, başka bir Bulgar yapımda yer almayı umduğunu paylaştı ve iki kültürün taşıyıcısı olduğu hususunun kendisini daha derin ve inandırıcı bir oyuncu haline getirdiği inancını ifade etti.
"İnsanın düşünme tarzı farklı olduğu için bu husus yardımcı oluyor, ben iki kültürü aynı anda görüyorum. Oyuncu bir rol üstlendiği zaman kültür “bagajında” olan her şeyi ortaya koyar ve zihni daha açık olur. Ne çok dil bilirsen o kadar çok kültür tanımış olursun ve bu durum canlandırdığın karakterlere hayat katar. Bulgarlar’ın sahip oldukları ayrı bir sıcaklık var, onu içimde hissediyorum. Bulgarlar’a has olan yardımseverliği de taşıyorum. Bir arkadaşım veya bir insan yardıma muhtaç olursa, ben yanında olurum” diye konuştu genç ve yetenekli oyuncu.
İlgili yazılar:
Söyleşi : Veneta Nikolova
Fotoğraflar : Elena Karkalanova, arşiv, Veneta Nikolova
Video : Vneta Nikolova
Çeviri : Tanya Blagova
“Nova” televizyonuna konuşan geçici hükümette Kültür Bakanı Nayden Todorov , Razgrad ve Smolyan’daki tiyatrolarda mali suistimallerin tespit edilmesinin ardından, “ Başka yerlerde de hükümet fonlarını hortumlamaya yönelik planlar olup olmadığını..
Yurtdışındaki Bulgar Kültür Enstitüleri'nin başlıca işlevi, Bulgar kültürünün başarılarını tüm çeşitliliğiyle ev sahibi ülkenin izleyicilerine sunmaktır. “Programımız zengin ve renkli olmalı ki herkes kendisi için ilginç bir şeyler bulabilsin” -..
Bulgar okuma evi, halkın maneviyatını ve geleneklerini yüzyıllardır koruyan eşsiz bir kurumdur. Razlog kasabasındaki “Razlog -15 Eylül 1909” okuma evi 115. kuruluş yıldönümünü kutluyor. Bu vesileyle 30 Eylül'de Rila,Pirin ve Rodop dağları..