Ramazan ayı, farklı özellikleriyle insanın şahsî hayatına ve genel anlamda toplumun hayatına güzellikler taşımaktadır.
Günümüz insanı genellikle bir şeyi değerlendirirken maddî ölçülerle, parasal değeriyle ele almaktadır. Bu da bazen insanı çıkmaza sokabilmektedir. Aslında bu olay yeni bir şey de değil, zira Kur’ân-ı Kerim insanı “mal ve çocuklar” konusunda ciddi bir şekilde uyarmış, onlara karşı doğal ilgisini tutku haline getirmemesi gerektiğini hatırlatmıştır. İslâm dini, işi o kadarla da bırakmayıp insanın mala karşı ilgisini dengeleyici birtakım kurallar koyarak bu dünya ve içindekilerin fani oluşuna, ahiret yurdunun ise sonsuzluğuna dikkat çekmiştir. Böylece insanın içinden çıkılmaz bir sarmaldan kurtarmanın reçetesini göstermiştir.
Bu bağlamda Kur’ân-ı Kerim ve Hazreti Muhammed’in hadislerinde birçok pırlantalar bulunmaktadır. İnsan bunların kıymetini bilip sahip olursa hem dünyadaki geçici hayatı huzurlu olur hem de ebedî ahiret hayatı mutluluk içerisinde geçer. Sözünü ettiğimiz Kur’ân sayfalarına serpiştirilen ve Hazreti Muhammed’in mübarek ağzından dökülen bu pırlantalar arasında sadaka, zekât, insak, fitre, bir, hayır, hasenatı sıralayabiliriz. Bunları sahip olmanın en değerli vakti ise zamanların en değerlisi mübarek Ramazan ayıdır.
Meryem Ana’nın göğe yükselişinin kutlandığı günden önce K ü stendil’de “Panagia- ekmeğin yükselişi” adı altında ritüel ekmeklerin sergisi açıldı. Panagia- Meryem Ana’nın, ekmeğin yükselişi ve ekmeği paylaştırma geleneğinin adıdır. Bu günde gelenek..
Önümüzü aydınlatan hakikat ışığının doğması için zaman zaman fikrilerin çarpışması normal ve gereklidir. Zira insan düşünen bir varlıktır ve doğal olarak düşündüğünü de söyleyecektir. Herkes fikirlerini paylaşınca farklılıklar ortaya çıkacaktır..
İnsanoğlu dünyada birtakım zorluklarla hep sınanmış, sınanmaya da devam edecektir. İnsan hayatının hikmetlerinden birisidir imtihan. Bu hakikate işaret babında Cenâb-ı Allah, çokça okuduğumuz Mülk/Tebareke suresinin 2. ayetinde şöyle buyurmuştur:..