Müslüman-Türk nüfusunun geçmişi bin yıl kadar öncesine giden Bulgaristan’da esas Müslüman topluluğunun oluşumu, Osmanlı döneminde Anadolu’dan yapılan iskânlarla gerçekleşmiştir. Yaklaşık altı asırdır azımsanmayacak sayıda Müslüman nüfusun yaşadığı Bulgaristan topraklarında bu uzun dönem içerisinde birçok dinî ve kültürel değere sahip eserler oluşturulmuş, çalışmalar yapılmış ve bu şekilde zengin bir dinî-kültürel miras meydana gelmiştir.
Rus-Türk Savaşı sonrasında yeni şartlarda gelişen yeni Bulgaristan devleti sınırları içerisinde kalan ve yaşayan ciddi bir Müslüman topluluğu ve tevarüs edilen dinî ve kültürel mirasın önemli bir kısmını oluşturan cami ve mescitler bulunmaktadır. Farklı dönemlerde bir kısmı harap olan, bir kısmı farklı sebeplerle yıkılan, bir kısmı ise kamulaştırılarak kuruluş amacından uzaklaştırılan camiler olmakla birlikte günümüzde Bulgaristan sınırları içerisinde 1750 dolayında cami ve mescit varlığını sürdürmektedir. Bunlardan yaklaşık bini Cuma ve beş vakit namazlara, bazıları da bayram namazlarına açık olup Müslümanların ibadetlerini yapma imkânları vardır. 1990 yılından itibaren ülke içerisinde birçok cami tamir edilmiş, bazılarının yerlerine yenileri yapılmış, bazı yerleşim yerlerine ise sıfırdan camiler inşa edilmiştir. Bunlar genellikle yerleşim yerlerindeki halkın gayretleri ve bazı hayırseverlerin destekleriyle yapılmış, bazıları da belediyelerin, yurtdışından hayırsever kişi ve kurumların katkılarıyla gerçekleşmiştir. Bununla birlikte her yıl Bulgaristan devleti bütçesinden camilerin onarımı ile ilgili belirli katkılar da sağlanmaktadır. Özellikle son beş yıl içerisinde devlet bütçesinden dinî ve kültürel mirasın korunması için ciddi yardımlar yapılmıştır.
Bulgaristan’da sınırları içerisinde en azından Cuma günleri tıklım tıklım camiler bulunmaktadır ve bu camilerin Müslüman hayatındaki yeri önemlidir. Bununla birlikte camiler içerisinde kültür ve sanat değeri bakımından temayüz edenler de vardır ve bunlar Bulgaristan’ın kültürel zenginliğibi artırmaktadır. Bunlar arasında Şumen Şerif Halil Paşa Camisi, Plovdiv Cuma ve İmaret camileri, Ruse Mirza Sait Paşa Camisi, Sofya Kadı Seyfullah Efendi Camisi, Yambol ve Haskovo Eski camileri gibi eserlerin manevî, tarihî, kültürel ve sanatsal değeri son derece büyüktür. Bunların bazıları restore de edilmiş olup güzellik ve ihtişamlarıyla geleceğe taşınmışlardır. Kırcali’deyapılan Yeni Cami de büyüklüüğü ve sanat özellikleriyle yeni yapılan camilerin en gözdesidir.
Son birkaç yıl içindeki güzel gelişmeler camilerin bakımı konusunda olumlu sonuçlar doğurduğu gibi, müftülük ve imamların hizmetlerine sağlanan devlet desteğiyle camilerin daha güzel bir şekilde çalıştırılmasına ve Müslümanlara daha iyi hizmetler sunulmasına da katkı sağlamıştır. Ayrıca camilere yetiştirilecek din görevlilerinin yetiştirilmesi hususunda da eğitim kanunlarında yapılan değişiklikler ve devlet tarafından sağlanan finansmanla olumlu bir zemin oluşuturulmuştur.
“Cuma öğleden sonra” programında Vedat Ahmet alkol konusunu ele alacak. Program, Allah’ın haram kıldığı içki konusunu gündeme getirecek. Bu kadar önemli olmakla birlikte, çok da ihmal edilen, özellikle Müslümanların suistimal ettiği alkolün..
Her insan özeldir. Cenâb-ı Allah’ın ikramı olan bu özellik apayrı bir güzellik taşır. Çünkü insan özü itibarıyla, kendisini ve her şeyi yoktan var eden ile özel bir bağa sahiptir. İnsanı özel ve güzel hâle getiren ise “Ona ruhumdan üfledim” diyen Yüce..
Ortodoks Kilisesi 17 Ocak’ta Hristiyan doktrininin katı savunucusu Büyük Aziz Antonios yortusunu kutluyor. Antonios, Kilise’nin Arius İhtilafına karşı mücadelesinde yer aldı. İskenderiye’ye giderek Ariusçuluğun savunucularıyla açık bir tartışmaya..