Günün Programı
Yazı Boyutu
Bulgaristan Ulusal Radyosu © 2024 Tüm hakları saklıdır

Phenix Varbanov: Sanat aracılığıyla kendimi ve dünyayı savaşların ağır yükünden iyileştirmek istiyorum

6
Photo: Diana Tsankova

Phenix Varbanov’u iki sergi arasındaki sözde zamansızlık arasında buluyoruz; zamanın, ruhun ve kalbin yakalanan ritmi ile yeni ruhun serbest bırakılacağı yeni fikirlere yönelimi arasında.

Kozmopolit ressam, pandemi döneminde donmuş dünyada ortaya çıkan bir konsepti Bulgaristan’da sunmak üzere Paris’ten geldi. “Pulsacii”(Dalgalanmalar) sergisinde çevremizdeki ve içimizdeki uçsuz bucaksızın titreşimleri ararken. “Mırtvo techenie”(Ölü akıntı) sergisinde duyguların koyu kırmızıya kadar titreştiği bir iç derinliğe ulaşıyor.

Phenix Varbanov’un Sofya’da açılacak sergisinin odağında "Kapka v okeana" (Okyanusta bir damla)  adını taşıyan büyük eseri olacak. “Ölü akıntı” sergisindeki tüm eserlerinin seyircide sonsuzluk hissini uyandırması fikrini taşıdığını belirten ressam: “ Çerçeve ya da cam koymak istemiyorum – çalışmalarım serbest olacak ve hatta belki de alemde dolaşacaklar” diye ekledi.

Ressamın kendisi peki şahsi damlasında neyi kapatıyor?

Phenix Varbanov şöyle cevap verdi: "Bu, küçük dalgalar yaratıp insanların duygularını etkilemesini umduğum sanat ve yaşam tarihinde oldukça küçük bir damladır. Bu küçük dalgada maneviyat son derece önemlidir- ve damlaya damlaya göl olur deyimi misali bu dünyada barış mücadelesinde bir katkı sağlamasını umuyorum."

Ming hanedanından annesi Sun Huai Kuei'den gelen Çin kökeni nedeniyle, kağıt ve mürekkebi seçti. Nazik dokunuşlarla, izleyicinin hayal gücü vasıtasıyla aydınlığa ulaşabileceği siyah beyaz soyut dünyalar yarattı. Ancak bu tefekkür, saflık ve huzur dünyasına, kırmızı rengin gerçekliğiyle boyanmış bir dram giriyor.

Bulgaristan Radyosu’na demeç veren Phenix Varbanov sözlerine şöyle devam etti:


"Kırmızı, içimizde akan kanın ve akıtılan kanın sembolüdür. Aynı zamanda bizi doğa ile bağlayan temiz enerjinin, yanardağın, fışkıran lavın sembolüdür.

Sanat vasıtasıyla tefekkür ederiz, meditasyon yaparız ve ben kendimi ve dünyayı özellikle savaşların ve farklı medeniyetlerin çatışmasının ağır yükünden kurtarmak istiyorum. Bunun insanların çatışmalar içinde yaşamak yerine yakınlaşmaları için bir yöntem olduğunu düşünüyorum."

Ressam, uzak medeniyetlerin ve kültürlerin parçalarını özümsemiş, anlam bulmuş ve bunlar arasında uyum sağlamayı başarmış biri olarak, en önemli şeyin ruh olduğunu idrak etmiştir. Phenix Varbanov Çin'den aldığı teknikle eserlerini yaratıyor.

"Bu geleneksel yöntemle yapılmış çok güzel bir kağıt, mürekkep de aynı şekilde" diye belirtiyor. Bunlara, daha Paris’teki gençlik yıllarında benliğini oluşturan Batı kültürün unsurlarını ekliyor.

Sanatçı "Soyutlamacılar, konstrüktivistler, ekspresyonistler gibi çağdaş sanatçılardan ilham alıyorum ve bu benim yolumdur." diye ifade etti.


Peki ya Bulgar yanı?

Phenix Varbanov şöyle cevap verdi: "Bulgar yanım bir dramaturji, derin bir Balkan duygusudur. Bulgaristan'da büyüdüm ve olaylara duygusal yaklaşımla yakından bağlantılıyım. Babamın Bulgar olduğu unutmamalıyız ve bana derinlik, güzellik ve evet, dramaturji ile özdeşleşen Bulgar bakış açısını aktardı."

Ebeveynelerinin hikayesine gelince - hayatını Bulgaristan, Çin ve Fransa arasında geçiren tekstil ustası olan babası Marin Varbanov ile başarılı bir ressam, model ve aktris olan Çinli aristokrat olan annesi Sun Huai Kuei'nin hikayesi onun kaderini belirledi. Sofya'daki bohem evlerinde geçen kaygısız çocukluğunu geride bırakıp, henüz on dört yaşındayken babasının Kültür Bakanı tarafından çağdaş goblen atölyesini kurmaya davet edildiği Paris'e gitti. Aile, örgülerle çevrili komünist Bulgaristan'dan uzun uğraşıların ardından ayrılmayı başardı. Phenix orada Fransızca öğrendi ve Lycèe Pilote de Sèvres ile Ecole Nationale Supèriore des Beaux-Arts'tan mezun oldu. Ancak tüm bunlar olmadan önce, Pekin'de ressamlık eğitimi alma fırsatını yakalayan Oryahovolu bir Bulgar gencin ve adı gibi kokulu bir çiçek olan Çinli resim öğrencisinin hikayesi başlar.


"Her zaman bu fantastik aşk hikayesine karşı büyük ilgi vardı. Geçen yüzyılın 50’li yıllarında babam sanat, daha doğrusu tekstil okumak üzere annemle tanıştığı Pekin’e gönderildi. Evlenmeye karar verdiklerinde Çinli bir kadının bir yabancıyla evlenmesi emsal olduğu nedeniyle başbakan Zhou Enlai’ye mektup yazmaları gerekmiş.

Komünist ülkeler arasındaki dostluk sayesinde onay almayı başardılar ve 1954 yılında Pekin’de evlendiler. Daha sonra benim de doğduğum Bulgaristan’a dönüş yaptılar.

Marin Varbanov, Paris'e taşındıktan sonra gobleni modern bir enstalasyona dönüştürme konusundaki devrimci vizyonunu olumlu karşılayan ve New York'taki Beşinci Cadde Sanat Merkezi için eserlerini satın alan Pierre Cardin ile tanıştı.


Aynı zamanda moda tasarımcısı, Sun Huai Kuei'den de hayli etkilendi. Sun, 1980'lerde Asya ülkesindeki ilk defilesini Pekin'deki Yasak Şehir'de düzenlemeyi başardı. Bu aradaPhenix Varbanov, Fransa'nın başkentindeki eğitimini tamamladı ve Han Zhou'daki Çin Sanat Akademisi'nde ihtisas yaptı. 1992 yılında Pekin Sanat Akademisi Galerisi'nde ilk kişisel sergisini açtı ve ardından aralarında Paris, New York ve Lüksemburg'un da bulunduğu bir dizi şehirde eserlerini sergiledi. 2016 yılında, onu çocukluğunun şehrine götüren ”Sledi po pıtya” (Yoldaki ayak izleri) sergisini açtı.

Phenix Varbanov resimlerinde ilk bakışta tanınabilir şekiller sunmuyor, yorumu izleyiciye bırakıyor. Bu yorumlamanın sonucu nedir?

“Resimlerime karşı herhangi bir duygu ifade eden herkes bana destek veriyor, yola devam etmem için enerji veriyor”.

Bu süreçte Phenix Varbanov, uyum, denge arayışında madde ile oynayarak bazen iki elini de kullanıyor.


"Sol el, çoğu zaman daha zayıf ve hassastır, sağ el ise daha emindir. Onlar iki güç, iki enerji, İn ve Yan gibi, ya çarpışırlar, ya karışırlar ya da kucaklaşırlar.”

Varbanov ile bu sohbeti Bulgaristan'ın en büyük bayramı olan 24 Mayıs arifesinde gerçekleştiriyoruz. Bulgaristan anıları, sanatı ve kendini ifade ettiği güzel Bulgarcası bu manevi mirasın onun için ne anlama geldiğini gösteriyor.


Phenix Varbanov sözlerini şöyle tamamlıyor:"Manevi miras çok zengin. Bulgaristan'da enerji ve güç aldığım çok iyi ressamlar, yazarlar, müzisyenler var ve bu yüzden her yıl geri dönüyorum. Bulgar kültürü bana gerçekten çok şey veriyor ve dünyaya karşı bu etkileyici ve bulaşıcı tutuma ihtiyacım var. Bulgaristan'da bana enerji veren güçlü ve manevi bir inanç var ve Paris'teki stüdyoma her zaman yeni fikirler, yeni vizyonlar ve dünyaya yeni bir bakış açısıyla dolu olarak dönüyorum."

Adını taşıdığı mitolojik kuş gibi,  Phenix Varbanov da sık sık kül olup yeni bir başlangıç için yeniden diriliyor.

Foto: Phenix Varbanov, Diana Tsankova, Ani Petrova-BNR

Çeviri: Ergül Bayraktar




Последвайте ни и в Google News Showcase, за да научите най-важното от деня!

Kategorideki diğer yazılar

“Altın rhyton” 2024 festivalinde her yaşa uygun sinema

Plovdiv, 19 Aralık’a kadar devam edecek Bulgar belgesel ve animasyon sinemasının “Altın rhyton” festivaline ev sahipliği yapıyor. Her yıl düzenlenen festivalinin bu yılki film seçkisinde 50’nin üzerinde film yarışma programında, “Açık ufuklar” yarışma..

Eklenme 14.12.2024 05:30

“Stadoto” filmi, 30. Kolkata Uluslararası Film Festivali’nde Kraliyet Bengal Kaplanı Ödülüne layık görüldü

BTA’nın aktardığı gibi, Milko Lazarov'un yönetmenliğinde çekilen “Stadoto” /Sürü/ Bulgar filmi, Hindistan'da düzenlenen 30. Kolkata Uluslararası Film Festivali 'nin uluslararası yarışma kategorisinde en iyi film seçildi. “Stadoto” /Sürü/..

Eklenme 12.12.2024 11:05

Kültür Bakanı Todorov: Heraclea Sintica Petriç’in geleceğe pasaportudur

Kültür Bakanı Nayden Todorov, Heraclea Sintica antik kentindeki önemli keşifler ile tanınan arkeolog Prof. Lüdmil Vagalinski’ye “Mirasın Koruyucusu” belgesi takdim etti . Kültür Bakanı, Prof. Vagalinski’nin kazı çalışmalarının tarihi..

Eklenme 10.12.2024 09:31