Avrupa Halk Partisi, 2019'da yapılan önceki Avrupa Parlamentosu seçimlerine kıyasla sandalye sayısını artırdı ve 186 milletvekiline sahip oldu. Bu arada, ön sonuçlara göre, Sosyalistler ve Demokratlar bir önceki seçime göre, çok sayıda sandelye kaybederek 135’e düştü.
Önceki seçimlerde 102 sandalye kazanan “Renew Europe” liberalleri, şu anda 79 sandalyeyle üçüncü sırada yer alırken önemli ölçüde sandelye kaybediyor. Yeşiller/Avrupa Özgür İttifakı, da ciddi bir düşüş yaşarken önceki seçimlerde 71 milletvekilinden şu anda 53 milletvekili koltuğu aldılar. Aynı zamanda Avrupa Muhafazakârlar ve Reformcular Partisi'nin daha iyi sonucu var, 5 yıl öncesine göre 69 sandalyeye kıyasla şu anda 73 sandalyeye sahip. Kimlik ve Demokrasi Partisinden Avrupa şüphecileri 9 sandalye daha aldı ve son seçimdeki 49'a kıyasla şu anda 58 sandalye aldı.
Öte yandan, herhangi bir partiye üye olmayanların sayısı 62'den 45'e düşerken Parlamentodaki siyasi bir gruba ait olmayan, görev süresi dolan yeni seçilmiş üyelerin de dahil olduğu, sözüm ona diğerlerin sayısı 50 oldu.
Sol, beş yıl öncesine nazaran bir sandalye kaybetti ve sadece 36 sandalye aldı. Pazar günü sona eren seçimlerin ardından yeni kurulan AP'ye baktığımızda önümüzdeki beş yılın dağılımı ve tablosu hakkında bilgimiz var.
Süreler, prosedürler ve ana eğilimler olmak üzere sırada ne var?
AB'de seçimlere ortalama katılım oranı yüzde 50'nin üzerinde. Ülkemizdekinden çok daha yüksek olsa da, aynı zamanda ilgi çekici bir detay var, bazı yerlerde Bulgaristan’nın Avrupa Parlamentosu seçimleri, ulusal parlamentodaki seçimleri az da olsa aştı.
AP Bulgaristan Bürosu’ndan Teodor Stoychev, bu fenomen hakkında ne düşünüyorsunuz?
“Bu olay çok ilginç ve daha önce Bulgaristan'da yaşanmamıştı, ancak bildiğim kadarıyla “2'si 1 arada” seçimlerin yapıldığı diğer üye ülkelerde de yaşanmamıştı. Ama tabii ki Merkez Seçim Komisyonu’ndan seçmen katılımına ilişkin resmi verileri beklemekte olduğumuzu da belirtmemiz gerekiyor. Bu, ilginç bir durum.Bunun, Avrupa siyasetine ve Avrupa seçimlerine olan ilginin artmasından kaynaklandığını umuyorum.Elbette, bunun nedeni genel olarak ulusal ve Avrupa seçimlerinde oy verenlerin farklı olmasından, seçim listelerinin farklı olmasından da kaynaklanması mümkündür.Avrupa seçimleri ise daha kısıtlayıcıydı, çünkü AB dışında olan herkes Avrupa seçimlerinde oy kullanamaz.Yani nedeni bu olabilir. Ama Avrupa seçimlerinin önemini anlamak gerçekten güzel.”
İlk kez Avrupa milletvekili gönderen Bulgar partilerinden bazıları, büyük siyasi ailelere ve mevcut partilere katılmak yerine,yeni bir parlamento grubu oluşturma konusunda onlara güveniyor. Yeni parlamento gruplarının oluşmasını beklemek gerçekçi midir? Avrupa Parlamentosu İçtüzüğü uyarınca bir siyasi grup, en az yedi üye ülkeden olmak üzere, en az 23 üyeden oluşur.
“Bu kesinlikle kolay bir iş değil, ama her yeni AP’nun görev süresinin başlangıcında gerçekleşen bir şeydir.Bulgaristan'da henüz resmi olarak herhangi bir Avrupalı siyasi ailenin üyesi olmayan, ancak Avrupa Parlamentosu'nda milletvekili gönderecek tek bir parti değil, birçok parti bile var. Yani bu, Avrupa üyeliğini henüz açıklamamış veya en azından taraf olmamış Bulgar partilerinin katılacağı, bizim de takip edeceğimiz bir süreçtir”.
Yani şu ana kadar AP'na neredeyse hiç katılmadıkları için mi, “Prodaljavame promyanata” partisinden bahsediyorsunuz?
“Aynı şekilde de “İma takav narod” İTN partisi.
Yani henüz Avrupalı ailesini seçmemiş veya en azından siyasi bir aileye girme eylemi resmileşmemiş partiler var.
Peki, yeni bir siyasi grup kurma niyetinde olanlar?
“Farklı ülkelerden olması ve yedi AB ülkesinden en az 23 milletvekilinin bulunması gerekiyor. Yani yeni bir grup oluşturmak gerçekten koordineli bir çaba gerektiriyor, kolay değil ve partilerin sadece önceden belirleyen tamamen mekanik bir araya gelmesi değil de, ortak bir vizyona sahip olmaları ve ortak politikalar için fikirlere sahip olmaları gerekiyor, yine söylüyorum ki bu kolay bir süreç değil.
Bulgaristan koşullarında genel vizyon kesinlikle yetersiz. Peki Avrupa koşullarına bakacak olursak, oradaki ayrım çizgileri nasıl görünüyor?
Sizce AB'nin dış politikası ya da iç konuları ya da örneğin Ukrayna'daki savaş AP'de çoğunluğu bölecek mi?
“Bana göre hatta AP'de çoğulluktan bahsetmek daha doğru, çünkü oylama yapılan konuya göre merkez sol ile merkez sağın bir araya gelmesinin üzerinden çok zaman geçti ve üzerinde uzlaşmaya vardıkları çözümleri kendileri uygulayabilirlerdi.
Şu anda bir kararın alınabilmesi için çoğunluğun oluştuğuna bağlı olarak en az üç, hatta bazı durumlarda dört partinin olması gerekiyor. Dolayısıyla AP'de çeşitli konularda farklı çoğunlukların olacağını ve bunun şu anda görmeye alışık olduğumuzdan daha dinamik olacağını düşünüyorum.Rusya'nın Ukrayna'ya yönelik saldırganlığı bağlamında Ukrayna'ya yapılan yardım, genel olarak Avrupa milletvekillerin büyük bir kısmını birleştiren bir konu, dolayısıyla bu, Avrupa Parlamentosu üyelerinin büyük bir kısmı için bölücü değil, aksine birleştirici bir konu olacak. Böyle bir tutumu paylaşmayanlar olacaktır ama bakalım bir sonraki parlamentoda kaç kişi olacak.
Elbette çok önemli olan diğer çizgiler, ki bunları bölücü olarak adlandıramam, yoksa birleştirici çizgiler olarak ortaya çıkacaklar, sözüm ona “Yeşil Anlaşmaya” yönelik tutum ve AB'nin ekonomi olarak ve çevreyle ilgili olarak daha sürdürülebilir bir şekilde gelişmesini amaçlayan politikalar. Bu, geniş çapta tartışılacağını ve bir sonraki AP'da üzerinde oldukça fikir ayrılıklarının yaşanacağı konulardan biri olacağını tahmin ediyorum. Elbette üzerinde daha fazla fikir birliğinin olduğu konular da var, örneğin Avrupa'nın dijitalleşmesi,ki birkaç yıldır devam eden bir konudur ve Avrupa Parlamentosu üyelerinin çabaları gerçekten olumlu değerlendiriliyor ve dolayısıyla Avrupa kanun yapıcıları, kıtamızı, dijital ekonominin gerçekten de ekonomideki en güçlü sektörlerden biri olduğu küresel bir ortamda çok daha rekabetçi bir ortama dönüştürmeleri gerekiyor.”
Son teslim tarihleri ve prosedürler açısından gündemde neler var? Gündemdeki bir sonraki sıcak konu Avrupa Komisyonu Başkanının seçimi mi olacak?
“Bizim açımızdan ilk sıcak gündem konusu elbette ki, Temmuz ayı ortasında Strazburg'da AP Başkanının, yardımcılarının seçileceği ve kurul toplantısında gerçekleşecek olan yeni AP'nin oluşumu olacaktır. Yasama organı olarak oluşumu başlayacak, ardından sırasıyla meclis komisyonları seçilecektir. Avrupa Komisyonu Başkanı için müzakerelerin devam etmesi gerekiyor. Buna göre, komisyon başkanlığına adaylığın ilk olarak muhtemelen Eylül ayında oylanacağı varsayılıyor. Eylül’de muhtemelen yeni AK Başkanı'nın onayı yapılacak ve buna göre daha sonra AB'deki her ülkenin komisyon üyelerinin dinlenmesi başlayacak ve daha sonra, büyük olasılıkla Kasım ayında Avrupa Komisyonu'nun tüm bileşimi oylanacak.
Şimdi de Avrupa seçimlerinin tektonik etkilerinden biri olan Fransa'ya göz atalım, Ulusal Meclisi feshederek Avrupa Parlamentosu seçimlerinde ülkesinde aşırı sağın açık farkla ilk sırada çıkması üzerine Fransa Cumhurbaşkanı Macron, erken genel seçim kararı aldı.
Cumhurbaşkanı Macron “Parlamenter geleceğimizi seçimlere giderek size geri vermeye karar verdim” açıklmasında bulundu.
Fransa'nın Avrupa seçimlerindeki oyların Fransa'daki statükoyu alt üst etme ihtimali nedir?
Bu soruyu Avrupa'daki süreçleri tam olarak Bulgaristan'dan gözlemlemeyi seçen "Le Temps" gazetesinden Fransız gazeteci Alexandre Lévy’ye yönelttim:
“Zaten süreci tersine çevirdi, çünkü bu aşırı sağ partinin, tarihinde ilk kez sistem oyuncularının ve geleneksel partilerin iki katı kadar ikna edici bir sonucu ortaya çıkıyor. Öte yandan Avrupa seçimleri, ilk kez Fransa'daki siyasi durumu değiştiriyor. Dürüst olmak gerekirse şimdiye kadar Fransa gibi ülkelerdeki Avrupa seçimleri, seçmenlerin pek ilgisini çekmiyordu, aynı zamanda geleneksel olarak adaylarını, adeta siyasi sahneden uzaklaştırmak istercesine, AP’da gönderen partilerin de ilgisini çekiyordu. Hatta bazıları için Brüksel'e gitmek bir cezaydı. Bunu biraz üzülerek söylüyorum, en azından şimdiye kadar böyleydi.
Yani emekliye ayrılacak bir yer gibi?!
“Buna benzer bir şeydi, yani o kadar da önemli değildi. Birçok örnek verebilirim. Mesela Nicolas Sarkozy tarafından oraya sürgüne gönderilen Adalet Bakanı Rashida Dati Рашида Дати gibi, bunu en azından kendisi itiraf etti.Yani bu seçimlerin küçümsenmesi, hatta görmezden gelinmesi gibi emsaller var.Ve şimdi sizin de söylediğiniz gibi, Fransız siyasi yaşamının merkezi haline geldiler, zaten kelimenin tam anlamıyla siyasi durumu tersine çevirdiler. Yani ikinci görev döneminin sonuna gelmiş bir cumhurbaşkanı, çok riskli bir hamle yapıyor.Herkes onu takdir ediyor, hem benim, hem de yabancı meslektaşlarım, tam anlamıyla bir poker oyuncusundan bahsediyorlar. Yani, ya kazanırsın ya da kaybedersin. Ve Fransa'nın, sıcak bir yaza girme tehlikesi gerçekten de mevcut.
Çünkü süreler çok kısa ve Emmanuel Macron'un görev süresini, Marine Le Pen'in partisinden bir başbakanla sonlandırması tehlikesi çok yüksek, ki bu kesin bir emsal olacak ve belki de çok uzun bir tabunun sonu olacaktır.
Avrupa, Bulgaristan gibi bir ülkede yapılan seçimlerden ne öğrenebilir?
Öğrenebilir elbette... Bu üç yılda yapılan altıncı seçim.
Demokrasi açısından kötü bir döngüye girmekten mi bahsediyorsunuz?
“Evet, maalesef gördüğümüz kadarıyla ders artık çok açık. Ve buradaki bazı siyaset bilimcilerin, belki de bu seçimin geleneksel partilere verilen son ültimatom olduğu yönündeki görüşlerini tamamen paylaşıyorum. Korkulan gibi başkaları da varsa, işler gerçekten tersine dönecektir ve belki de alınacak ders budur. Birçok insanın korktuğu gibi, bir seçim daha olursa, işler gerçekten tersine dönecek ve belki de alınacak ders budur.”
Türkçesi: Şevkiye Çakır
Bu haber, AB “Euranet Plus” Radyo Ağı çerçevesinde hazırlanmıştır. Haberin orjinalini buradan dinleyebilirsiniz.
Eğitim ve Bilim Bakanlığı’nın yenilikçi eğitim programının başarılarını gösteren sıra dışı forumu ü lkemizin adını dünyaya duyuran değerli Bulgar bilim adamların, girişimcilerin, mühendis ve ressamların “anlatılmamış hikayelerinden” oluşan kısa bir..
“Donald Trump'ın ABD Başkanı seçilmesi, ilk dönemden itibaren en azından elimizdeki açıklamalara ve deneyimlerimize göre savunma ve güvenlik, ekonomi ve politika olmak üzere üç ana boyutta Avrupa siyasetini olumsuz etkileyecektir”- dedi “Atlantik”..
WWF-Bulgaria, "Doğaya Abone Ol" başlıklı yeni kampanyasında yaban hayatına destek çağrısında bulundu. Çevreciler, “Uluslararası Kırmızı Kitap” verilerine dayanarak, Bulgaristan'da büyük bir kısmı omurgasız olmak üzere 60 ila 65 bin arasında..