Bulgaristan'da Kutsal Ruh günü aynı zamanda Makedonya Günü olarak da kutlanmaktadır. Bulgaristan Radyosu’na konuşan Bulgaristan Bilimler Akademisi'nde Balkanlar araştırmacısı ve "Makedonya Bulgarlarının hak ve bağımsızlık mücadeleleri - 1944-1994 döneminden 68 olay" adlı çalışmanın yazarı Dr. Spas Tashev’in sözlerine göre, “Başlangıçta Makedonya ve Edirne için mücadele Günü olarak kutlanan bu gün, bağımsızlık savaşı şehitlerini anma düşüncesiyle Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra "Makedonya Günü" olarak kutlanmaya başlandı, kutlama geleneği ise İlinden-Preobrajenie ayaklanmasına (1903) dayanıyor”.
Kutlama, dirilişten sonra 51’nci günde yapılıyor ve her yıl farklı bir tarihe denk geliyor.
Tarihçe
Bulgaristan, 1912-1918 yılları arasındaki dönemde ülkenin birleşmesi amacıyla üç savaşa katıldı. Bunlardan ikisi, İkinci Balkan Savaşı (1913) ve Birinci Dünya Savaşı (1914-1918) ulusal felaketlerle sonuçlandı. Birleşme ideali kaybedildi. Makedonya'nın coğrafi alanının büyük bölümü, Bulgar nüfusunun yoğun olduğu Vardar ve Ege kısmı Sırp ve Yunan egemenliği altına girdi. Bulgar okulları ve kiliseleri kapatıldı. Yüz binlerce Bulgar sınır dışı edildi ve Bulgaristan'ın eski topraklarında mülteci durumuna düştü. Buna karşılık İç Makedon Devrimci Örgütü VMRO işgalcilere karşı silahlı mücadeleye kalkıştı. Bu gergin ortamda Bulgarlar Kutsal Ruh'u Makedonya ve Kahraman Bulgar şehitleri Günü olarak kutlamaya başladılar. İki dünya savaşı arasında Kutsal Ruh Günü, hem seçkin Makedonya Bulgarlarının hem de evlerinden sürülen mültecilerin katıldığı binlerce kişilik tören alaylarıyla kutlandı.
Kuzey Makedonya'da yeni cumhurbaşkanı ve başbakanın seçilmesi ardından yeni siyasi realite oradaki Bulgarları nasıl etkileyecek?
Yeni seçilen Başbakan Hristian Mitskoski yemin ederek görevine başladı. Konuşmasında, ikili ilişkilerde gerginliğe yol açan, Kuzey Makedonya'nın Avrupa Birliği üyelik müzakerelerine başlayabilmesi için Bulgar azınlığın tanınmasının anayasaya dahil edilmesi gerektiğine dair Bulgaristan’ın tutumuna değinmeyi ihmal etmedi.
Sözleri ise netti: "Ben başbakan olduğum sürece Bulgar diktası geçmeyecek". Öyle görünüyor ki bu güneybatı komşumuzun Avrupa Birliği yolunda ilerleme hedefini geri planda bırakıyor.
"Kuzey Makedonya'nın yeni hükümeti, ilki yolsuzlukla mücadele, ikincisi yaşam standardının yükseltilmesi, üçüncüsü ise Avrupa entegrasyonunun hızlandırılması olmak üzere üzerinde çalışacağı politikaların birkaç ayağı olduğunu beyan etti " diye belirten Doç Dr. Spas Tashev devamla:
"Mitskovski, ilkine, yolsuzlukla mücadele ayağına öncelik verileceğini açıkladı. Diplomasi diliyle, Avrupa entegrasyonu öncelikli politika olarak belirlenmediği için kayda değer bir ilerleme de sağlanmayacağının itirafıdır. Üsküp’ün üslubunu yumuşatması ise iyi bir şeydir”.
Tashev ayrıca yeni bir bakanlığın oluşturulmasına da dikkat çekti: "Etnik Topluluklar Arası İlişkiler Bakanlığı kuruldu, etnik bir Sırp ise bakan adayı oldu. Bu Kuzey Makedonya'daki Bulgarlara yönelik politikanın Sırplar tarafından belirleneceği anlamına geliyor. Üsküp, Bulgaristan-Makedonya ilişkilerinde karşılıklıktan bahsetti, Sırbistan da bir yıldan beri aynı prensibi savunuyor. 1946 yılında Batı kenar kısımlarındaki Bulgarların sayısı 60 000 idi. Bu, aradaki farkın eridiği anlamına gelmiyor. Bunlar yalnızca asimile olmuş, aile içinde Bulgar dilini kullanmaya devam eden, eski Yugoslavya için ortak olan bu nefret dili nedeniyle kendilerini böyle tanımlamaya cesaret edemeyen kişilerdir."
Tarihçi ayrıca çalışmaları aynı yerde sayan Tarih ve Eğitim Konuları Ortak Multidisipliner Uzman Komisyonu'nun geleceği hakkında da yorumda bulundu:
"Aynı yerde sayma durumu Kuzey Makedonya'da Zoran Zaev hükümetinin yerini Dimitar Kovacevski hükümeti aldığında da gözlendi. Komisyondaki Makedon temsilciler, Kovacevski göreve gelene kadar, nasıl bir politika izleyeceğini görmek için bekleyeceklerini söylediler. Yani politikacılar tarafından rotanın belirlenmesini ve ona göre içeriğini oluşturmayı bekliyorlar, ancak böyle bir yaklaşım bilimsel değil. Konjonktürel ve siyasi yorumlara tabi olmayan objektif gerçekler mevcut ve bu uygulama muhtemelen devam edecek. Üstelik Üsküp'teki komisyon üyelerin bir kısmı tarihi gerçekleri çok iyi biliyor. Bu kişilerden biri, bu nüfusun Bulgar aidiyetine ilişkin gerçeklerin objektif bir şekilde ortaya konduğu Osmanlıca belgelerinin yer aldığı onlarca kitap yayınlayan Dragi Georgiev'dir. Bu gerçeği bilmesine rağmen, gördüğümüz gibi, anlaşma ve uzlaşıya varmak için direniyor."
Doç. Spas Tashev, ülkemizin tarih konusunda izlediği yolun doğru olduğu ve ondan ayrılmamızın zor olacağı konusunda iyimser.
Doç. Tashev, tarihi bilgilerdeki bazı boşlukları doldurmak amacıyla bir yıl önce "Makedonya Bulgarlarının hak ve bağımsızlık mücadeleleri - 1944-1994 döneminden 68 olay" adlı çalışmasını yayınladı. Şimdi İngilizce çevirisi hazır ve yıl sonuna kadar yayınlanması bekleniyor.
Tercüme: Ergül Bayraktar
Foto: BTA, BGNES
27 Ekim’de düzenlenen erken genel seçimlerinde oy kullanan seçmenler daha da renkli bir parlamentonun hatlarını çizdi. İlk tahminler 9 partili bir Halk Meclisi yönündeydi, ancak Merkez Seçim Komisyonu(MSK)’nun sandık kurulu protokollerinin yüzde 100’nün..
Sıradaki erken genel seçimler artık arkada kaldı. Geçen erken seçimlere kıyasla katılım oranın biraz daha yüksek olması dışında, siyasi tahminlerde ve politik yapılaşmaların ne olacağı ve nasıl bir kabine ortaklığı kurulacağı sorularına yanıt bulmak yine..
Bulgaristan vatandaşları üç yılda yedinci kez olmak üzere sandık başına geçti. Bu yıl Haziran ayında olduğu gibi, şimdi de katılım düşük. Bulgaristan radyosu Sofya merkezinde anket yaptı ve insanların nabzını yokladı. Ülkeye sağlam bir yönetim..