Günün Programı
Yazı Boyutu
Bulgaristan Ulusal Radyosu © 2025 Tüm hakları saklıdır

Birleşme'nin Yüceliği ve “Birleşmecilik sendromü” sonuçları

Photo: Plovdiv Tarih Müzesi

6 Eylül 1885 tarihinde Bulgar Prensliği ve Doğu Rumeli toprakları birleşerek, Bulgaristan tek bir devlet olarak Avrupa haritasındaki yerini alıyor. 

Sofya “Sv. Kliment Ohridski” Üniversitesinden tarihçi Prof. İvan İlçev Bulgaristan Radyosuna “Birleşme” tarihini değerlendirdi. İlçev, Bulgar Prensliği ve özerk Doğu Rumeli eyaletlerinin Prens Aleksandır I. Batenberg yönetimiyle birleşmesine yol açan ön koşulları sıraladı: 


"Birleşmenin başarısı, Bulgar tarihinde çok nadir görülen ve sonra da tekerrür etmeyen bir dizi etkene bağlıdır. Bir yandan Zahari Stoyanov gibi, ihtilalcı günlerini hatırlayan kişiler var. 1876 Sırp- Türk savaşında cephede yer almış kişiler var, Rus- Türk Harbinde (1877/78 y.)  savaşmış asker ve yöneticiler de bulunuyor.  Balkanlardan menfaatleri olan ana devletler aralarında gizli anlaşmayla, Birleşme’ye müdahale etmemeye karar verir. Bu ülkeler, yeter ki bu eğilimlerin Makedonya’ya aktarılmamamsı şartıyla, Bulgar Prensliği ve Doğu Rumeli’nin birleşmesine göz yumacaklarını ifade etmişlerdir”.  

Prof. İlçev, Zahari Stoyanov önderliğinde Birleşme Komitesi üyelerinin Büyük Güçlerin bu gizli anlamasından haberdar olmadıklarını ve adeta hayatlarını riske aldıklarını düşünüyor. 



“Birleşme harekatının hazırlığı bir buçuk- iki ay sürdüğünü unutmayın. Bunlar tam yaz aylarıdır, Doğu Rumeli halkının %70’ köylü olduğu için tarlalarda çalıştığı bir dönemdir. Ekmeğini çıkarmak için Rumeliler tarlada, toprakta alın teriyle çalışıyor. Faal katılımları zor. Bulgar Prensi Aleksandır I. Batenberg’in onayı olamadan da birleşme mümkün olmazdı.  Komite elçileri Şumen’de askeri tatbikatları izleyen prensin yanına gidiyor ve birleşme operasyonunun desteklemesini talep ediyorlar. 

Prens Aleksandır I. Batenberg bu ricayı geri çevirmiyor ve başı ile tacı pahasına ülkenin birleşmesine destek sözü veriyor. 

Birleşmenin başarısı 1885’te patlak veren Bulgar- Sırp savaşında önemini müdaafa etmiştir. 

Birleşme, 19. yüzyılın sonra ve 20. yüzyılın başında Bulgar politikacılarınına  zorlu sınavlara yol açmıştır. Prof. İvan İlçev öğrencileri önünde tarihi anlatırken, bu sıkıntıları “Birleşmecilik sendromü” olarak nitlendiriyor: 

"Her yıl 6 Eylül tarihinde bu günün ne kadar yüce olduğunu konuşuyoruz, ki o – gerçkten öyle. Fakat Birleşme olumlu olduğu kadar, kendi olumsuz taraflarını da içerir. Bu devlet açısından değil, onu yöneten siyasetçilerin bilincinde bazı negatif eğilimleri getirir. Örneğin Birleşme, Bulgar politikacılarnının Makedonya’ya doğru yola çıkabilecekleri hissi uyandırır. 

Bulgar politikacıları, özerk Güney Rumeli örneği tekrarlanır düşüncesiyle Makedonya’nın özerkliğini konuşmaya başlar. Fakat Bulgaristan’ın o dönem Balkanlarda giçbir komşusu, Avrupa’da Büyük Güçlerin hiçbiri “özerk” tanımalamasına Sofya’nın yüklediği anlamı katmazmış. Bulgaristan’ın komşuları ülkenin kurtuluşunun 6. yılında ulaştığı toprak genişlemesinden korkmuş. Genç devletin ulusal birleşmeler arayışından doğal olarak rahatısz olurlar. Bu “birleştirici sendromün” bedeli Balkan savaşları ve Birinci Dünya Harbi ile ödendi. O yüzden tarihi, en iyi tarih derslerini bile okurken, her zaman bira dış kaplamanın altında geçmişin insani boyutlarını aramalı ve kaybettiğimiz alternatifleri düşünmeliyiz”.


Çeviri: Sevda Dükkancı




Последвайте ни и в Google News Showcase, за да научите най-важното от деня!

Kategorideki diğer yazılar

Bakire on kız benzetmesi, Dionisios'un freski, XV yy

Kutsal Salı Hıristiyan erdemlerinin anlamını hatırlatıyor

Kutsal Salı, ibret alma ve son ahlaki öğretilerin verildiği günüdür. Bu günde din adamları ve Yahudiler mabette İsa Mesih’in son öğretici sözlerini dinlediler. Burada İsa Mesih nasıl sadaka verilmesi gerektiği örnek vererek anlattı: yalnızca bizim..

Eklenme 15.04.2025 05:15

Kutsal Hafta başlıyor- İsa Mesih’in Kutsal Çile günleri

Kutsal Hafta ya da İsa Mesih’in Çile Haftası Paskalya’dan önceki son haftayı ifade eder. Bu hafta, Hıristiyanların Büyük Oruç döneminde İsa’nın Dirilişi için yaptıkları manevi hazırlığın doruk noktasına çıktığı haftadır. Palmiye ya da Tsvetnitsa..

Eklenme 14.04.2025 05:15

Cuma öğleden sonra

Namaz kılmak, her Müslümanın boynunun borcudur ve insanın bizzat yerine getirmesi gereken bir ibadettir. İslâm’ın esasları arasında imandan sonra gelen en önemli sorumluluktur. Namaz bir ibadet olması sebebiyle belirli kuralları vardır ve kurallar..

Eklenme 11.04.2025 14:00