Ukrayna’nın Bolgrad bölgesi, Besarabya Bulgarları’nın bir nevi başkenti olarak kabul edilmektedir. Bolgrad, yurtdışı etnik Bulgar nüfusunun en yoğun olarak yaşadığı bölgedir. Bundan 200 yılı aşkın süre önce Osmanlı’dan kaçarken Besarabya’ya sığınan Bulgarlar, orada kendi köylerini kurdular. Yüzyıllar boyunca kökenlerinden kopmuş olmakla birlikte dil ve kültürünü korumayı başaran bu Bulgarlar’ın muhafaza ettikleri etnografya hazinesi, ülkemizde ancak son dönemde ilgi ve merakla keşfedilmeye başladı.
Bolgrad köylerinden Vinogradovka doğumlu olup kaderin cilvesi ile anavatana dönen ve günümüzde Şumen’e bağlı Novi Pazar Belediyesine bağlı Zayçino Oreşe köyünde yaşayan Mariya Nikolova, BNR Şumen Radyosu muhabiri Hristina Dimitrova’ya konuşurken doğduğu köydeki insanların aralarında kadim lehçe unsurları içeren farklı bir Bulgar dilinde konuştuklarını söyleyerek Vinogradovka’nın kurulmasına ilişkin şunları paylaştı:
" Köy, sekiz aile tarafından kuruldu. Yıllar önce nüfus sayısı 8 bini bulan köyde şimdi 3-4 bin kişi yaşıyor. Vinogradovka yine de çoğunlukla etnik Bulgarlar’ın yaşamakta olduğu Artsizki bölgesinde büyük köylerden biridir. Hristo Botev’in bir süre yaşamış olduğu Zadunaevka, köyümüze 10 km uzaklıkta bulunuyor. Bölgede ayrıca Holmskoe, Ostrovnoe (namı diğer Babata) ve diğer büyük Bulgar köyleri yer almaktadır. Herkes göçettiği yerin şivesini, gelenek ve göreneklerini koruyarak Bulgarlığı’ndan vazgeçmiyor” şeklinde konuştu Mariya.
Vinogradovka köyündeki Bulgarlar’ın bir bölümü Sofya’ya yakın köylerden, diğerleri ise Sliven yöresinden Ukryana’ya göçetmiştir.
" Doğduğum bölgede yaşayan insanlarımızın Bulgaristan’ı çok sevdiklerini söyleyebilirim. Bulgar müziği duyunca nefeslerini tutarak dinliyorlar. Merhum annem çok güzel şarkı söylerdi. Söylediği yanık halk şarkılarının aynıları Şoplar tarafından söyleniyor. Horonlar, halk şarkıları, gelenek ve görenekler, Bulgar olan her şeye sahip çıkan insanlarımız, varlığını bu sayede sürdürüyorlar.”
Dünyaya açık bir kadın, kendi kaderinin yaratıcısı ve ince mizah duygusu sahibi olan Mariya, Bulgaristan’a dönmesinden 30 yıl sonra artık Bulgarca düşündüğünü Bulgaristan’da kendini evinde ve yerinde hissettiğini paylaştı.
Doğduğu Ukrayna’da Odesa Gıda Sanayii Akademisi’nden mühendislik diploması ile mezun olan Mariya, Artsiz’te laburatuar görevlisi olarak işe başlayarak birinde tatlı, diğerinde ise konserve üretilen iki imalathanenin yöneticisi mertebesine yükseldi. 33 yaşındayken ise aniden sevdiği adamın yanına, Bulgaristan’a gelme kararını verdi. Bunun için yeni eşine birinci evliliğinden olan çocuğunu kabul etmesini şart koştuğunu söyleyen Mariya, eşinin sırf çocuğunu değil, bütün kalabalık ailesine kucak açtığını paylaştı.
"Birinci evlililiğimden oğlum var. Kendisi benimle birlikte buradadır. İki kız kardeşimi de buraya getirdim, onlar burada evlendiler. 1998’de ise anne ve babamı da yanıma aldım. Yani büyük dedemin dedesi ailesini Ukrayna’ya götürürken ben bu aileyi geri getirdim.”
Mariya’nın Bulgaristan’da doğan oğlu, eski hayatı ve Zayçino Oreşe’deki hayatı arasında bir çeşit köprü oldu.
"Köyü çok beğendim. Küçük oğlum doğduktan sonra ilk başta ev hanımıydım. Çocuğa bakacak biri yoktu. Sonra kreş yoktu. İşe ancak oğlum okula başladığında girebildim. O güne kadar Bulgarca yazmayı bilmiyordum. Yani ben de oğlumla birlikte birinci sınıfa başlamış oldum, diyen Mariya belediye başkanlığında geçici istihdam sorumlusu olarak işe başladığını anlattı. “Beni Bulgar olarak değil, Rus olarak gören iş arkadaşlarım vardı. Yani Ukrayna’da Bulgar olan ben, oradan geldiğim için Bulgaristan’da Rus olarak görüldüm. Oysa ben hem orada hem burada Bulgar’ım.”
Belediyede işe başladığında kendisine işi öğrenmesi konusunda seve seve yardım eden Müzeyam Ali ile hemen arkadaş olan Mariya, böylece başlayan gerçek dostluluğun günümüze kadar devam ettiğini paylaştı. Mariya ve Müzeyam bugün itibari ile de omuz omuza çalışıyorlar, hassas grupların entegrasyonu ve toplumun her bireyinin insana yaraşır hayat sürme hakkının savunulması alanında faaliyet yürüten Novi Pazar merkezli “Hayaci” Derneği’nin başkanlık ve başkan yardımcılığını yapıyorlar.
Çeviri : Tanya Blagova
Halkı aydınlatanlar, yalnızca şükran ve hayranlık duyulan kişiler değil, tarihimizde milli aidiyet duygumuzu uyandıran en önemli şahsiyetler olarak görürüz. Ancak “halk aydınlatan” kavramının arkasında nasıl bir arketip duruyor ve neden Halk..
Moldova'nın AB üyeliğine ilişkin, ülke Anayasası’na yazılacak stratejik bir hedef olan referandumun sonuçları, her ne kadar Avrupa şüphecilerine “kıl payı” yaklaşsa da, ülkenin Avrupa yanlısı bakış açısını güçlendirdi. Ancak..
Sofya’da 28 Kasım 1938’da yayınlanan “Besarabya Bulgarları” gazetesinin tek sayısında “Besarabya Bulgarları, Bulgar halk cüssesinin, Bulgar manevi ve kültürel birliğinin ayrılmaz bir parçasıdır ve böyle kalacaklar, zira aramızdaki bağ güçlüdür”..
33. Bulgar Antarktika Bilim Seferi katılımcıları, farklı ülkelerden bilimadamları ile birlikte bilimsel araştırmalara devam etmek üzere..