Meslek hayatına gazeteci olarak BNR Şumen Radyosundan başlayan Türkan Ali, günümüzde çok uzaklarda, İngiltere, Cambridge’de Pazar Bulgar okulu açtı ve kendini çocuklara ana dili ve vatan dili öğretmeye adadı.
“Vasil Levski” okuluna Cambridge’de yaşayan Bulgar, Türk, Romen öğrenciler geliyor, karma ailelerin çocukları, İngiltere’de doğan ve Bulgarca’nın B’sini bile bilmeyen, ancak ait oldukları ülkenin dilini öğrenmek isteyen öğrenciler katılıyor.
Türkan Ali’nin hassas olduğu noktalardan biri çocuklara küçük yaştan itibaren anadilini öğretmek.
Hem kendi kimliğin ifadesi olarak, hem “her dil bir zenginliktir” kaidesiyle özellikle anadilinin önemini anlayan Türkan Ali, kendi çalışmalarına da özel yöntemler katıyor.
İki dilli ortamda yetişen çocukların her dili edebi ve doğru öğrenmesi içi çok çaba sarf edilmesi gerektiğini vurgulayan Türkan Ali, kendi çabasını şöyle özetledi: “Anadilimiz Türkçe, ama Bulgaristan’da doğdum. Her zaman Bulgarcamı geliştirmeye çalıştım. O kadar büyük seviyeye ki, radyoda çalışacak kadar, biliyorsunuz bu çok emek ister. Dil zenginliktir. İnsan yaşadığı ortamda çeşitli dilleri geliştiriyor, ama en önemlisi anadilimizi unutmamaktır”.
Anadilinin artık anlamı da değişti. Bazı çocukların yanında. Yurt dışında çoğu çocukların anneleri de kendi dilini konuşmuyor. İnsanlar yaşadıkları ülkenin dilini geliştirirken, ait oldukları, anadili unutuluyor.
Aile onlara anadilinin önemini anlatmazsa, çocuklar onun önemini anlamazlar.
Aslında bunun önemini ve bunun nasıl bir seçenek olduğunu büyüdüğünde anlıyorlar” diyen Türkan Ali, çocuklara anadili öğretmenin en küçük yaşta başlaması gerektiğini vurguladı. 12- 13 yaşındaki bir çocuğa anadilini yabancı, yeni bir dil olarak öğretmek çok zor olur, diyor pedagog.
İngiltere’de açmış olduğu Bulgar okulu de başarılı bir yeni ders yılına başladı.
Meslek hayatına gazeteci olarak BNR Şumen Radyosundan başlayan Türkan Ali, günümüzde çok uzaklarda, İngiltere, Cambridge’de Pazar Bulgar okulu açtı ve kendini çocuklara ana dili ve vatan dili öğretmeye adadı.
“Vasil Levski” okuluna Cambridge’de yaşayan Bulgar, Türk, Romen öğrenciler geliyor, karma ailelerin çocukları, İngiltere’de doğan ve Bulgarca’nın B’sini bile bilmeyen, ancak ait oldukları ülkenin dilini öğrenmek isteyen öğrenciler katılıyor.
Türkan Ali’nin hassas olduğu noktalardan biri çocuklara küçük yaştan itibaren anadilini öğretmek.
Hem kendi kimliğin ifadesi olarak, hem “her dil bir zenginliktir” kaidesiyle özellikle anadilinin önemini anlayan Türkan Ali, kendi çalışmalarına da özel yöntemler katıyor.
İki dilli ortamda yetişen çocukların her dili edebi ve doğru öğrenmesi içi çok çaba sarf edilmesi gerektiğini vurgulayan Türkan Ali, kendi çabasını şöyle özetledi: “Anadilimiz Türkçe, ama Bulgaristan’da doğdum. Her zaman Bulgarcamı geliştirmeye çalıştım. O kadar büyük seviyeye ki, radyoda çalışacak kadar, biliyorsunuz bu çok emek ister. Dil zenginliktir. İnsan yaşadığı ortamda çeşitli dilleri geliştiriyor, ama en önemlisi anadilimizi unutmamaktır”.
Anadilinin artık anlamı da değişti. Bazı çocukların yanında. Yurt dışında çoğu çocukların anneleri de kendi dilini konuşmuyor. İnsanlar yaşadıkları ülkenin dilini geliştirirken, ait oldukları, anadili unutuluyor.
Aile onlara anadilinin önemini anlatmazsa, çocuklar onun önemini anlamazlar.
Aslında bunun önemini ve bunun nasıl bir seçenek olduğunu büyüdüğünde anlıyorlar” diyen Türkan Ali, çocuklara anadili öğretmenin en küçük yaşta başlaması gerektiğini vurguladı. 12- 13 yaşındaki bir çocuğa anadilini yabancı, yeni bir dil olarak öğretmek çok zor olur, diyor pedagog.
İngiltere’de açmış olduğu Bulgar okulu de başarılı bir yeni ders yılına başladı.
“Aileler geliyor, çocuğumun Bulgarca öğrenmesini istiyorum, diyorlar. Bir gün belki ülkesine geri döner, vatanlarda idari işlemlerini rahat yapsınlar” diyor.
Türkan Ali okulun verdiği diploma ile, Bulgaristan’da resmi okullarda o çocuklara eğitim ve Bulgar üniversitelerinde eşit haklı öğrenim imkanı sunulduğunu söyledi.
Dünyada eğitim deyince akla ilk gelen merkezlerden biri Cambridge’de eğitim ve dil öğrenme modelinin çok demokratik ve güzel olduğunu vurgulayan okul müdürü, “Örneğin Bulgaristan Türklerinden çocuklar var. Onlar Türk okulundaki derslere gidip, anadili Türkçeyi öğreniyor, sonra bizim okula gelip- vatan dili Bulgarca öğreniyor ve buradaki eğitim öğrencilere geniş fırsatlar sunuyor” dedi.
Konu Cambridge’den tekrar Deliorman, Yasenkovo’ya dönünce Türkan Ali kendi izlenimlerini şöyle paylaştı:
“Benim köyde Türkçe öğretmenin vardı- Hasanov. Türkçe dersleri veriyordu okulumuzda. İngiltere’de bana diller çok yardımcı oluyor, sağ olsun öğretmenlerim bana öğretti yazmayı, okumayı, dilimizi geliştirmeyi.
Şimdi artık her yerde Türkçe konuşabilirsiniz, Türkçe televizyon izleyebilirsiniz, ama akademik olarak Türkçeyi geliştirmek için çabalayan insanlar pek yok. Türkçe konuşabiliyoruz diye, o yeterli sanıyorlar. Oysa yazmayı- çizmeyi, kendini doğru şekilde ifade etmeyi ancak okulda öğrenebilirsiniz”.
Türkan Ali medyanın da önemine değindi ve İngiltere’ye ilk gittiğinde orada da Bulgar radyosunda gazetecilik yaptığını söyledi.
Ancak yine anadilini sevdiren bir yayın penceresi olarak BNR Türkçe Yayınlar Bölümüne işaret etti ve anıları onu eskilere götürdü:
“Radyoyu sevdiren belki dedem oldu. Küçükken radyonun Türkçe programını dinliyordum. Neden? Ben hatta onunla uykumdan uyanıyordum. Dedem sabah uyanırdı ve ilk işi radyonun Türkçe yayınlarını açmaktı. Şarkılar, türküler, bilgiler. Öyle doğdu bende radyo sevdam”.
İngiltere’de Bulgar okulu açan Türkan Ali’nin hayali bir gün kendi köyünün okuluna gelip, ilk ders gününde anadilin önemini vurgulayan bir konuşma yapmak.
O konuşmayı yapacak cesaret ve zamanı bekliyor.
Sabırla ve azimle!
Haber ve Söyleşi: Sevda Dükkancı
Arzu Mustafa ile Birleşmiş Milletler’in, kadınların tarımsal üretimde, kaynakların sürdürülebilir kullanımında, gıda üretimindeki önemli rölüne dikkat çekmek amacıyla Dünya Kadın Çiftçiler Günü olarak ilan ettiği 15 Ekim günü çok anlamlı bir..
Razgrad “Kashtichka na chudesata” – “Mucizeler Evi” eğitim merkezinden öğrenciler İtalya ve Türkiye’den yaşıtlarıyla beraber Avrupa Komisyonu’nun küresel inisiyatifi olan “Erasmus Günleri” girişimini beraber kutladılar. Bir etkinlik düzenlemek,..
Bulgaristan’ın kuzeydoğusunda yer alan Veliçka’da köyün doğal mirasının birer parçası haline gelen iki asırlık meşe yi bilmeyen yoktur. Quercus spp türünden olan ağaçların etrafı 1990 yılında çitle çevrelendi, tahmini yaşlarını gösteren tabelalar..
Taş çatılı eski evleri, kıvranarak yukarıya doğru dağın içine giden yokuş sokakları ve yüzyıllık sırlar saklayan taş duvarları ile..
Bilek güreşi, ülkemizde prestijli bir spor türü olarak az anılsa da Bulgaristan bu dalda dünya gücü olmak konusunda iddialıdır. Bulgar bilek güreşçileri,..