Bugün- 27 Eylül’den itibaren Bulgaristan yine, yeniden bir aylık seçim kampanyasına giriyor. 28 parti ve 11 koalisyon Merkez Seçim Komisyonuna katılım başvurularını yaptı, ancak onlardan bazıları vazgeçti, bazıları aday listelerini sunmadı ve sonuçta 19 parti ve 9 koalisyonun bu seçimlerde vatandaşların oyları için mücadele edeceği anlaşıldı.

Önümüzdeki seçim kampanyası sandık başına gidip- gelmekten usanan Bulgaristan seçmenlerini yeni birşeyle şaşırtacağını sanmıyorum, dedi siyasi bilimci Doç. Tatyana Burudjieva: 

"Üç yılda yedi kampanyada, bu kadar sıklıkla yapılan seçimler karşısında, insanlara oy vermenin önemini anlatmak, geleceğe dair umutları desteklemelerinin anlamanı vurgulamak ve aynı zamanda hiç bir beklentinin gerçekleşmediğini görmek doğal olarak politikacılar ve yurttaşlar arasında derin uçurumlara yol açıyor”.

Sosyologlara göre oranı %60’ı bulan “karamsarları” sandık veya oylama makinesinin önüne gitmeye teşvik etmek oldukça zordur. Partilerin “çekirdek” yapısındaki seçmenler ve “iyimserler” olarak adlandırılan kişilerin sayısı da azalıyor.

“Gallup İnternational Balkan” ajansı son kamuoyu yoklamasında, “taban seçmen” olarak bilinen iyimserlerin oranında %28 azalma kaydetti.

Olası düşük katılım, oluşturulacak yeni maclisin temsiliyetinin ağırlığını da düşürecek.

Halk Meclisine girmek için %4 barajı aşmanın gerekli sayısı da azlacak ve böylece yeni parlamentoya daha fazla siyasi oluşum girecilecek.

Renki bir siyasi temsille 240 millevekilinin olağan bir hükümet kurmasını sağlayacak yönetim çoğunluğunun oluşmasını da zorlaştıracak.

27 Ekim seçimleri düşük katılım endişeleri dışında, başka bir entrikayı da beraberinde getiriyor.

İlk defa DPS- Hak ve Özgürlükler Hareketi ve BSP, Bulgaristan Sosyalist Partisi gibi sistemin eski partileri liderlik kavgalarıyla bölünmüş bir hale geldi ve kampanyaya ayrı cephelerde girdi.

BSP’nin meclise gireceği kesin olsa da, ülkenin en eski partisinde seçmen safları oldukça azalıyor.

Ülkedeki Türkleri temsil eden parti olarak da bilinen Hak ve Özgürlükler Hareketi’nin iki kanadı ayrı, ayrı seçimlere katılacak.

Onursal Başkan Ahmet Doğan’ın öncelik edeceği APS- “Alians za prava i svobodi” ve Delyan Peevski liderliğindeki “DPS- Novo naçalo” 51. Meclise girmek üzere seçmenlerin oyu için mücadele edecek.

BNR’ye konuşan politolog İvo İndjov bu bölünmelerin seçim sonuçlarına yansımasını şöyle değerlendirdi:  

"İki oluşum toplamda DPS’nin bundan önceki seçimlerdeki genel oyundan az oy alacak. Geçen seçimlerde DPS parlamentonun 4. gücü ve 22 milletvekiline sahip olmuştu.

Bölünmenin etkisi sıradan seçmenleri oy vermekten caydıracaktır. Belediyelerde her ne kadar kontrollü oy ve etki araçları bulunsa da, seçmenler hala Ahmet Doğan’ı bir ikon, kurucu ve mistik bir figür olarak görüyor” dedi.

Bu yeni erken genel seçimler siyasileri yönetimde sıradışı hamleler arayışına sürükledi.

Şimdiki meclisin birinci partisi konumundaki GERB ilk defa milletvekili listelerinin başına büyük şehirlerin belediye başkanlarını getirdi. Bu adayların milletvekili olmayacağı bilinse de, seçmenlerin katılımını ve bölgelerde oyları yükselteceği tahmin ediliyor.

20. Halk Meclisinde ikinci siyasi oluşum olan “Prodaljavame promyanata- Demokratiçna Bulgaria” PP- DB koalisyonu bundan önce kaybettikleri oyları geri kazanmak için, seçmenlerinin tercih ettikleri sosyal medyalarda ajitasyona ağırlık verecek.

“Gallup İnternational Balkan” müdürü Parvan Simeonov, ilginç bir tezi öne sürdü: “Partiler iktidar olmak istemiyor. Partiler başka partilerin de yönetmesini istemiyor” dedi.

"Bu defa olağan kabine kurmak için çaba sarfedilecek sanırım. Onu duyuyorum, görüyorum. Borisov da, PP- DB de sanki bir formüle sahip. Ülkemiz açısındna çok iyi olur, o yüzden kabine kurulacağını umuyorum. Aksi taktirde hemen sistemde değişiklik sesleri yükselmeye başlıyor.

Bulgaristan’da sistemde her değişiklik daha kötü neticelere yol açar, bence. Belki kötü olabilir, fakat deneyim ve tarihi geçmişi olan bir sistem, tepesi üstü bir yeni sistemden daha iyi olacaktır” dedi.

Seçmen artık dersini biliyor, 51. Parlamento olağan hükümet çıkarmayı başaramazsa, 2025 ilkbaharında yine, yeniden erken genel seçimler için sandık başına gitmesi gerekecektir.

Demokrasi herşeyden önce, halkın sesi demektir, malüm!

Hazırlayan: İvo İvanov

Türkçesi: Sevda Dükkancı