Anabell Casaboff, Arjantin’te dedelerinin dilini konuşmayan, ancak Bulgaristan’ın hala günlük hayatlarının bir parçası olduğu binlerce Bulgarın torunlarından biri. Klasik bale öğretmenliği yapan baleci Anabell, aynı zamanda Buenos Aires’teki “Tangra” balesinde Bulgar halk oyunları öğretmenliği de yapıyor. Birkaç gün önce Anabell ve annesi Ana ülkemizi ziyaret ettiler. Bu uzun yolculuklarının amacı ise Anabell’in Bulgar halk oyunlarını tanıması, bu alandaki Bulgar profesyonellerden mümkün olduğunca çok şey öğrenmesi, Arajantin’e geri dönünce bu yeni bilgileri okulundaki öğrencilerine aktarmasıydı. Plovdiv, Kazanlık, Veliko Tırnovo ve Sofya’yı ziyaret eden Anabell’in sözlerine göre her yerde misafirperverlikle karşılandı ve oldukça yeni şeyler öğrendi.
Bulgaristan Radyosu'na konuşan Anabell ve Ana, aile hikayelerini anlattılar. Hikaye daha 1905 yılında, Anabell'in büyük büyük dedesi Panayot Kasabov’un, yolculuk sırasında ölen kardeşi ile birlikte, Arjantin'e gitmek üzere bir gemiye binmesiyle başlıyor.
Panayot’a Arjantin'de yerleşebileceği farklı yerlerin resimleri gösterildi. O da kendisine uzakta kalan anavatanını hatırlatan, bol çiçekli bir kuzey dağlık eyaleti olan San Miguel de Tucuman'ı seçti. Oraya yerleştiğinde, diğer gurbetçilerle birlikte şehirdeki varlıklı ailelerin kızları tarafından ücretsiz verdikleri İspanyolca derslerine katılmaya başladı. Tıpkı masallarındaki gibi, genç, öğretmenine aşık oldu ve ona evlenme teklif etti. Aralarında büyük sosyal statü farkı vardı, ancak zorlukları aşarak evlenmeyi başardılar. İkisinin biri erkek, dördü kız olmak üzere beş çocukları olur. En küçük kız Anabell'in anne tarafından büyükannesidir.
Hikaye, Ana'nın Buenos Aires'te yaşamaya başladığı ve kızı Anabell'in de takip ettiği bale sanatı yolunu seçtiği günümüzde devam ediyor.
Anabell Bulgaristan Radyosu’na verdiği demeçte şunları anlattı:
“2018 yılından beri grubu yönetiyorum, ancak grup Buenos Aires’teki Arjantin-Bulgaristan Vakfı’nın kurulduğu 1980’li yıllardan bu yana varlığını sürdürüyor. Arjantin’deki Bulgar toplulukların bazı zorluklarla karşılaştığı dönemde grup bir süreliğine dağıldı. Şimdi grupta Bulgarların torunları ve halk danslarını seven Arjantinliler yer alıyor. Şehir idaresi bizi her zaman farklı toplulukların etkinliklerine davet ediyor, Buenos Aires’te ise Bulgaristan Günü’nü kutluyoruz” diye belirtiyor Anabell ve şöyle devam ediyor:
“Bulgaristan ve Arjantin arasındaki mesafe oldukça büyük. Bulgar folklorunu buradan grup için yeterince profesyonel bir şekilde takip etmemiz zor. İnternet’ten online dersler alarak, çeşitli sayfaları takip ederek, materyaller teatisi yaparak çalışıyoruz. Şimdi Arjantin’e ulaşamayan birçok yeni beceriyi götüreceğim. Sofya’da bir dans okulunu ziyaret ettim. Uzun günlerdi, sabah başlıyordum ve mümkün olan tüm derslere katılarak akşam bitiriyordum.”
Arjantin’deki Bulgarların torunları etkinliklerini nasıl düzenliyorlar?
“Arjantin’de Bulgar kökenli vatandaşların bir araya geldiği beş Bulgar topluluğu bulunmaktadır. Kuzeyde Chaco eyaletinde ve güneyde Comodoro Rivadavia’da, Berisso’da ve başkentte bulunuyorlar. Köklerimizi canlı tutmaya çalışıyoruz. Yaşlılar gençlere Bulgarların yaşamını, farklı bölgelerin özgün yemeklerini, geleneksel danslarını ve kıyafetlerini anlatıyorlar. Bu kolay değil, ancak ortak çalışmalarla köklerimizi canlı tutuyoruz ve geleneklerimizi Arjantin’de yayıyoruz."
Peki Anabell kendisini daha çok Arjantinli mi yoksa Bulgar mı hissediyor?
Anabell şöyle cevap verdi: “Elbette kendimi Arjantinli hissediyorum, ancak aynı zamanda Bulgaristan’ı kalbimde hissediyorum, çünkü ailem her zaman Bulgar geleneklerini korudu. Bale grubunu yönetiyorum ve Bulgaristan’ı tanıtıyorum. Bulgaristan, hayatımın her gününde var. Dolayısıyla yarı Bulgar’ım.”
Yurtdışı Bulgarlar Yürütme Ajansı, ülkeye geldiğinde Anabell’e yardımcı oldu. Sofya’daki Ulusal Dans Sanat Okulu ile iletişime geçerek onun 8. Sınıftan 11 . sınıfa kadar olan farklı yaş gruplarının derslerine katılmasını sağladı.
Yurtdışı Bulgarlar Yürütme Ajansı’nın Latin Amerika baş uzmanı İva Krumova, Anabell’in ülkemizde geçirdiği zaman diliminde yeni danslar öğrendiğini, bizzat danslara katıldığını paylaştı.
Bulgaristan’dan ayrılırken, Anabell’e Arjantin’deki Bulgar halk dansları hayranlarını sevindirmeye devam edeceği otantik halk kıyafetleri hediye edildi.
Çeviri: Ergül Bayraktar
Foto: Yurtdışı Bulgarlar Yürütme Ajansı
Eva Velikova , d ünyanın en yüksek şelalesi olan Salto Ángel Şelalesini fethetmeyi başaran ilk Bulgar kadını oldu. Tüm bu macera„ bir yıl önce Kasım ayında yaklaşık 2 hafta sürdü, ancak Bulgar kadını hakkında haber ancak şimdi..
Hemen hemen her erkek çocuk, erken yaşlardan itibaren arabalara ilgi gösterir. Farklı araba marka ve modellere aşina olduktan sonra ise çocuklar ebeveynlerine sıkça meydan okuyarak, yanlarından geçen arabayı tahmin etmelerini isterler. Erkek çocukların..
Gezgin ruhlu olarak dünyaya gelen Elena Koleva çocukluğundan beri ekzotik yerler ve iyi bilinmeyen Bulgaristan güzellikleri ile tanışmaya can atıyor. 4 yaşındayken okumayı öğrenir. O zaman büyük babasının kitaplığında ‘Dünya Atlası’nı bulur. Saatlerce..