Bulgaristan’ın 4 yıldan kısa süre içinde ard arda 6. defadır erken seçime gitmesi, Uluslararası Çalışma Örgütü tarafından hazırlanan ve dünyanın farklı yerlerinde bulunan 44 devlet tarafından onaylanan mühim bir sözleşme ile ilgili yapıcı tartışmanın yapılmasını ve onaylanmasını engellemektedir. İşyerinde şiddet ve tacizin önlenmesi konusunu düzenleyen ve dolayısıyla çalışma hukukunda esas bir belge olan 190 Sayılı Sözleşme, aynen AB’nin Asgari Ücret Direktifi gibi, verilen süre 15 Kasım tarihinde dolacak olmasına rağmen onaylanmış değildir. Bu durumun sebebi olağan hükümetin olmayışı ve ülkedeki siyasi istikrarsızlık olmaktadır.
Asgari ücret ve ülkemizin AB Komisyonu tarafından yaptırımlara tabi olduğu sürelere uyulmaması konusu, Bulgaristan Bağımsız Sendikalar Konfederasyonu KNSB merkezinde Avrupa ve Asya’dan 23 devletin ve 35 sendika örgütü temsilcilerinin katılımı ile düzenlenen uluslararası konferansta gündeme getirildi.
Avrupa Sendikalar Konfederasyonu Genel Sekreter Yardımcısı Isabelle Schomann konferansta konuşurken önemli uyarıda bulundu:
“Bulgaristan, direktifin neden ulusal mevzuata aktarılmadığına dair cevap vermekle yükümlüdür. İhlal eden devlet hakkında işlem uygulanacak. Onaylama sürecinde ilerleme kaydedilmesi ve üye devletlere direktifi onaylatmanın yasal yolu budur. Hiç kimse yasadan üstün değildir. Bu çok önemlidir, çünkü direktif, çalışanların haklarını koruyor ve her nerede çalışmayı seçerseler seçsinler onlara eşit şartlar sağlıyor”.”
Geçici hükümetten Çalışma Bakanı İvaylo İvanov, bu süreçte sendikalar, işverenler ve hükümet olmak üzere üç ortak arasındaki diyaloğun en önemli olduğuna dikkat çekerek direktifin yılın sonuna kadar onaylanması gerektiğini vurguladı:
"Direktifin ulusal mevzuata aktarılmasının otomatik şekilde asgari ücret artışına yol açtığı hissi yaratıldığı için, bunun söz konusu olmadığını vurgulamam gerekir. Asgari ücret, hükümet tarafından belirlemiş olduğumuz tutarda onaylanacak. Asıl amaç, önümüzdeki yılda ve bundan sonra da uzun vadeli önlemler getirilirken bunun Direktif kurallarına uygun şekilde olmasıdır. Sendikaların teklifi, tüm gelirlerden değil, azami sigortalı gelirden yapılan sigorta kesintilerinin artırılması yönündedir.
KNSB Başkanı Plamen Dimitrov, düz vergiye dayalı olan Bulgaristan’daki vergi sisteminin sosyal sistemler, eğitim, sağlık hizmetlerinin ve hükümetin karşılamakta olduğu devlet memurları, kültür çalışanları, sosyal hizmetler ve saire sitemlerin harcamalarına finansman sağlanmasına imkan vermediğini vurguladı ve çözümün sigortalı gelir tavanına uygulanan verginin artırılmasında olduğunu öne sürdü.
" Şimdi, partiler seçime giderken bu konunun üzerinde durulması önemlidir. Gelir vergileri konusunda şimdi cevap vermelerinde ısrar ediyoruz. Biz, 2045 yılına kadar olmak üzere önümüzdeki 20 yıllık dönemi göz önünde bulundurarak iki yılda bir sosyal güvenlik kurumunun “Emekli aylıkları” fonuna yönelik primlerinin yüzde 1 ve sermaye şemaları olmak üzere ikinci ayağa yönelik primlerin de yüzde 1 oranında artırılmasını öneriyoruz. Çünkü prim oranı yüzde 5 olursa sonunda insana yaraşır emekli aylığı almayı isteyemeyiz. Şimdi rakamların çok düşük olduğunu görüyoruz. Aşırı harcamalardan dolayı oluşan açığın vergilerden kapatılmasının çok zor olacağı ortadadır.”
Sendikaya göre sosyal sigortalar sisteminin 2025 bütçesinin tamamlanması için vergi matrahlarının artırılması şarttır. Sendika temsilcileri bunun siyasi seçim meselesi değil, vergi artışının kaçınılmaz olduğunu ortaya koyan hesaplar ve pragmatik çözümler meselesi olduğunun altını çiziyor. Ancak bunun ne şekilde olacağına dair karar, bir sonraki Parlamento ve hükümette yer alacak olan siyasetçilere aittir.
Çeviri : Tanya Blagova
Foto: BTA, knsb-bg.orgABD başkanlık seçimleri konusunda heyecanlananlar yalnızca Amerikalılar değil , Avrupalılar da nefeslerini tutarak sonuçları bekliyor – Kamala Harris'in zaferi gerçekten tutarlı bir politika ve öngörülebilirlik getirir mi ,..
İklim değişikliği küresel bir olay olup dünyanın her köşesinde kendini gösteriyor. Bunun son örneği, İspanya’nın Valencia bölgesini vuran sel felaketi oldu. Avrupa’da son 50 yılın en feci seli olarak değerlendirilen bu doğa afetinde yüzlerce kişi..
Halkı aydınlatanlar, yalnızca şükran ve hayranlık duyulan kişiler değil, tarihimizde milli aidiyet duygumuzu uyandıran en önemli şahsiyetler olarak görürüz. Ancak “halk aydınlatan” kavramının arkasında nasıl bir arketip duruyor ve neden Halk..