Günün Programı
Yazı Boyutu
Bulgaristan Ulusal Radyosu © 2025 Tüm hakları saklıdır

Doyrantsi köyünün İngiliz gelini Chelsea

Petar: Eşim Bulgaristan’daki hayatın sakinliğini ve kar yağışını sevdi

Photo: BNR Şumen Radyosu

24 yaşındaki Chelsea’nin memleketi İngiltere’deki şehir hayatına Bulgaristan’da köy yaşamını tercih etmesi, açıkçası şaşırtıcıdır. Kaolinovo’ya bağlı Doyrantsi köyünde evli ve üç çocuk annesi olan genç kadın, hiç bir köy işinden geri durmuyor. Daha önce ineklere bakan eşine yardımcı olan İngiliz gelin, şimdi de koyunculukta kocasını yalnız bırakmıyor. Eşi Petar ile İngiltere’nin güneybatısında yer alan Exeter şehrinde tanışan Chelsea’nin oradaki evi, Atlantik Okyanusu’na 10 dakika uzaklığında yer alıyor.

Çalıştıkları bakım yurdunda tanışan gençler arasında zamanla gelişen aşk, engelsiz olmadı. Ailesinin baskısı ile bir süreliğine Ada’ya dönerek en küçük oğlu Maximus’u orada doğuran Chelsea, sonra yine sevdiği eşinin yanına, Doyrantsi’ye döndü.


BNR Şumen Radyosu’ndan Miglena Stefanova’nın genç aile ile yaptığı söyleşiyi dikkatinize sunuyoruz.

Chelsea, Doyrantsi gelini olmadan önceki hayatını anlatırken şöyle konuştu:

Bulgaristan’a gelmeden önce hayatım tekdüzeydi. İşe gidip geliyor ve anneme bakıyordum. Ev işlerini yapıyor, gece gündüz çalışıyordum. Petar ile çalıştığım yerde tanıştım. Kendisi, benim gündüz çalıştığım darülaceze kurumunda gece mesaisi yapıyordu. ”

Chelsey, Petar’la kolejin “Sosyal faaliyetler” bölümünden mezun olduktan hemen sonra Exeter şehrinde çalışırken tanıştı. Devon kontluğunda bulunan Seaton kasabası doğumlu olan genç kadın, Okyanus’un neredeyse kıyısındaki şehir yaşamını bırakıp ülkemizdeki köy hayatını göze alması nasıl oldu sorusu üzerine şunları paylaştı.


Köye gelmeden önce evi görmüştüm. Eşimin anne ve babası ile telefonla konuşuyorduk. Babası hayattayken buraya dönmemizde ısrar ediyordu. Ben de aileye çok büyük önem verdiğim için birlikte Bulgaristan’a gelmemizi önerdim. Anne ve babası Petar’ı çok özlüyordu. Ben ise ailemle iyi geçinmediğim için burada yaşam düzeni kurmayı tercih ettim.”

Eşi Petar, yurda dönme sebeplerini anlatırken şöyle konuştu:

Anne ve babamdan ötürü döndüm. Babamın sağlık durumu iyi değildi. Ben de yanında olmak istedim.”

Bulgaristan’a döndükten bir süre sonra babasını kaybeden adam, zamanla üç çocuklu aile sahibi oldu.

Daha önce köyde hiç yaşamadığını paylaşan İngiliz eşi, doğup büyüdüğü kasabanın Doyrantsi’ye kıyasla çok daha kalabalık olduğunu, çok daha fazla ev ve alış veriş yerinin bulunduğunu ve Okyanus’un kenarını özlediğini anlatırken “Şehirden köye taşınmak aslında tuhaf bir şeydir” dedi. Bulgaristan ve İngiltere’deki hayat biçiminin çok farklı olduğunu söyleyen Chelsea, çalışmaya alışık olduğunu ve artık buradaki hayata da ayak uydurmaya başladığını paylaşırken “Ne de olsa Doyrantsi’de beş yıldır yaşıyorum. Zaman lazım” sözlerini kullandı.

Petar eşinin Bulgaristan’a daha ilk geldiğinde ülkemizi beğendiğini anlattı.













Burayı beğendi. Bulgaristan’ın yeşil ve güzel bir ülke, hayatın da sakin olduğunu söyledi. Kış mevsiminde kar yağışını sevdi. Onların orada kar neredeyse yok. Buradaki hayatın sakinliğini sevdi”.


Devon kontluğundan Doyranstsi’ye gelen 24 yaşındaki Chelsea, üç küçük çocuğuna bakmakla yetinmiyor.


Eskiden sadece işe gidiyordum. Şimdi ise çocuklara ve hayvanlara bakıyorum.İneklerimiz vardı. Fakat son yıllarda arka arkaya 3 çocuğa gebe kaldığım için inek bakmak zor geldi. Petar işten geç geldiği için sürdüremedik. Annesi de sağlığı hassas olmasına rağmen bize yardımcı olmaya çalışıyor. Şimdi koyunlarımız var. Çocuklar biraz büyüdüğü için artık koyunlara bakmak durumundayız. Eşime yardımcı olmak için her işi yapmaya razıyım. Evde oturup kendini nasıl hırpaladığını seyredecek değilim.


Chelsea, ailesi İngiltere’ye dönmesini istediği için son 5 yılda onlarla ilişkilerinin zor olduğunu paylaştı. Ailesinin uyguladığı baskıdan dolayı bir süreliğine memleketine dönen, hatta küçük oğlunu orada doğuran kadın, sonuçta yine de aşkı seçti.

5 yıldır, Bulgaristan’daki hayata alışmaya ve kendisini epey zorlayan Bulgar dilini öğrenmeye çalışan Chelsea, Bulgar yemeklerin de epey meşakkatli olduğunu paylaştı. Genç kadın, İngiliz yemekler bir saat fırında piştikten sonra hazır hale gelirken burada aş pişirmenin bazen bir gün sürebileceğini söyledi.


Çeviri  : Tanya Blagova




Последвайте ни и в Google News Showcase, за да научите най-важното от деня!

Kategorideki diğer yazılar

Mümüne Mehmedova

Amerikan rüyasını Avrupa’nın göbeğinde gerçeğe dönüştürdü

Brüksel’de yiyecek içecek mekanları işleten kadın Bulgar mutfağının lezzetlerini yabancılara tanıtıyor Brüksel’e Bulgaristan daha AB’ye katılmadan 2006 yılında giden Mümüne Mehmedova, evini, ailesini ve çocuklarını bırakıp doğduğu..

Eklenme 22.01.2025 10:07

Veliko Tırnovo’da evlere sıcak yemek dağıtımı hizmetine talep artıyor

Ekmek ve gıda ürünlerinin pahalılaşması ve elektrik ile su fiyatının zamlanması, Veliko Tırnovo Belediyesinde evlere sıcak yemek hizmetinden yararlanmak isteyen yaşlıların sayısında artışa yol açtı . Sıcak yemek hizmeti kapsamında en pahalı..

Eklenme 20.01.2025 05:05
Hristo Stoyçev

Ahşap oymacılığı sanatı Samovodska Çarşısı’nda yaşatılıyor

Ağaç oymacılığı topraklarımızda yüzyıllardır devam eden bir sanat ve zanaat geleneğidir. Oyma ve ahşap işçiliği ağaç üzerinde dekoratif motiflerin, figürlerin, iç içe desenlerin ve şekillerin ustaca oyulmasıyla gerçekleşir. Milli Uyanış döneminde..

Eklenme 18.01.2025 05:10