İslâm dini temizliğe çok büyük önem vermektedir. Kur’ân-ı Kerim’in ilk nazil olan ayetlerinde Cenâb-ı Allah temizliği emretmiştir. İnsandan istenen temizlik ise fizikî ve manevî temzilikten oluşmaktadır. Aslına bakılacak olursa, bu iki temizlik şeklini biribirini tamamlayan iki parçadır.
İslâm dini temizliği emretmekle kalmamış, onu düzenli bir hâlde yapılacak şekilde gerekli mekanizmalarını oluşturmuştur. Bunu da Kur’ân’ın ilkeleri doğrultusunda Hazreti Muhammed (s.a.s.) bizzat göstererek yapmıştır. Bu bağlamda Kur’ân-ı Kerim belirli ibadetleri yapmak için beden temizliği yapılmasını emretmiş ve bu hususta asgarî birtakım kurallar koymuştur. Bunları hayatında uygulayan Hazreti Muhammed (s.a.s.), dilimizde gusül ve abdest olarak adlandırılan beden temizliğinin nasıl yapılacağını uygulayarak göstermiş, etrafındaki sahabiler de bu temizlik şekillerini bizlere nakletmişlerdir. Ayrıca Peygamberimiz, yaşadığı zor şartlarda bile en azından haftada bir bütün vücudu suyla yıkamak suretiyle gusül abdesti alınmasını öğütlemiştir. Ayrıca her vakit namazından önce olmak üzere günde beş defa vücudunun belirli uzuvlarını yıkayarak abdest almanın önemini ortaya koymuştur.
Abdestsiz yapılamayacak olan ibadetleri de bildiren Hazreti Muhammed, özellikle abdestsiz namaz kılınamaycağını, camiye girilemeyceğini, Kâbe’nin tavaf edilemeyceğini ve hayat kitabımız Kur’ân-ı Kerim’e dokunulamayacağını bildirmesi, abdestin, dolayısyla fizikî temizliğin hayatî bir mesele olduğunu ortaya koymuştur. Ayrıca abdestin cennetin anahtarı olduğunu da bildirmesi, müminler için Peygamberimizin büyük bir müjdesi olmuştur. Zira “abdest namazın anahtarıdır, namaz ise cennetin anahtarıdır” buyuran Hazreti Muhammed, müminlerin eline hazinenin kilidini açacak mahiyete sahip çok değerli bir anahtar teslim etmiştir.
Ayrıca abdestin insana kazandırdığı birçok dünyevî, fizikî, psikolojik, hijyenik vs. faydalarda var. Onlar da bir anlamda abdestin bonusu oluyor...
Ne mutlu kıymetini bilip sahip çıkan cennet yolcularına...
Yaklaşık 40 yıl önce Batı ve Orta Avrupa’da Budapeşte, Münih, Viyana, Stockholm, Malmö, Oslo ve Paris’te Bulgar Ortodoks kilisesi toplulukları kuruldu. Bulgaristan’ın Avrupa Birliği’ne üye olması Bulgar diasporasının da genişlemesiyle birlikte kilise..
“Cuma öğleden sonra” programında Vedat Ahmet alkol konusunu ele alacak. Program, Allah’ın haram kıldığı içki konusunu gündeme getirecek. Bu kadar önemli olmakla birlikte, çok da ihmal edilen, özellikle Müslümanların suistimal ettiği alkolün..
Her insan özeldir. Cenâb-ı Allah’ın ikramı olan bu özellik apayrı bir güzellik taşır. Çünkü insan özü itibarıyla, kendisini ve her şeyi yoktan var eden ile özel bir bağa sahiptir. İnsanı özel ve güzel hâle getiren ise “Ona ruhumdan üfledim” diyen Yüce..
Yaklaşık 40 yıl önce Batı ve Orta Avrupa’da Budapeşte, Münih, Viyana, Stockholm, Malmö, Oslo ve Paris’te Bulgar Ortodoks kilisesi toplulukları kuruldu...