Çok sayıdaki leylek yuvaları ile bilinen Zvinitsa, ülkemizde yuva sayısının en büyük olduğu üç köy arasında yer almaktadır. Dahası, okumaevi tarafından her yıl yapılan kuş sayımı sonucu yuva sayısının giderek arttığı saptanmıştır.
Zvinitsa okumaevi sekreteri ve tutkulu yöre tarihçisi olan Muharrem Aliosman, BNR Kırcali muhabiri Valia Apostolova’ya konuşurken şunları anlattı:
“2015 yılında 29 olan leylek yuvası sayısı, 2020 yılında 34’e yükseldi, kuş sayısı ise 150 olarak saptandı. Geçen 2024 yılında ise leyleklerin yaşadığı yuvaların sayısı 38’e, ak kuşların toplam sayısı ise 166’ya çıktı. Leylek popülasyonu artarken bazı kuşlar komşu köylere yerleşmeye başladı. Oysa yerli insanların anlattıklarına göre bundan 50 yıl önce köyde tek bir yuva vardı” diyen okumaevi sekreteri, bölgedeki doğa koşullarının leylekler için elverişli olduğunu ve son yıllarda insanların da kuşların refahına katkı sağladıklarını öne sürdü.
“Leylekler doğa şartları elverişli ve enerjisi güzel olan yerleri seçer. Zvinitsa’da neredeyse her evin önündeki elektrik direği leylekler tarafından işgal edilmiştir. Leylekler gelmeye başladı mı köylüler heyecana kapılarak müjdeyi birbirine “Bizimki de geldi” diyerek verir ve bunu bir hayır alameti, sağlık, bereket ve mutluluk vaadi olarak görüyorlar. Leyleği gecikenler ise endişeye kapılır, gözleri yuvalarda kalır.”
Zvinitsa’da günümüzde de anlatılan ak leylek efsaneleri, yerli insanların göçebe kuşlara olan sevgi ve saygısını izah ediyor. Çoğunda Hristiyan ve Müslümanlar’ın inançları iç içe girmiş durumdadır.
“Bulgarlar da Türkler de leyleği şans, uğur ve bereket simgesi olarak görmektedir. Leyleğin bebek getirdiği inancı da geniş coğrafyada yaygındır. Geçmişte elektrik direkleri yokken leylekler yuvalarını evlerin bacalarında yapardı. Leyleğin bacasında yuva yapmaya koyulduğu evde çocuğun doğacağına inanılırdı” dedi Muharrem Aliosman, Leylek kuşu ve 1 Mart’ta martenitsa takma geleneğinin birbiri ile sıkı sıkıya bağlı olduğuna dikkat çekti.
“Her ikisi, doğanın yeni hayata uyandığı Mart ayı ile alakalıdır. Beyaz ve kırmızı iplik geleneğinin aslında birçok halkta var olduğu bilinmediği için sadece bize has olan bir şey olduğu düşünülüyor. Anlaşılan bazı şeyler unutulmuştur. Fakat ben araştırmalar yaparken bir yöre bilimcisinin yazdığı kitapta Rodoplar’ın orta bölümünde yaşayan Türkler arasında Marta nine ve erkek kardeşleri rivayeti ve beyaz ile kırmızı iplik takma adedinin yaygın olduğunu okudum. Efsaneleri araştırmak lazım, çünkü bu kadim zamanlardan, antik dünyadan kalan ortak mirasımızdır. Biz leyleği kutsal bir hayvan olarak görüyoruz. Leylek veya kırlangıç öldürmek büyük günahtır. Bize henüz çocukken öğretilen budur”.
Müslümanlar arasında anlatılan efsaneler zamanda çok gerilere uzanıyor. Bahar konulu çocuk şarkılarından birinde leylek ve sarı kız söz konusu. Türk halkları arasında yaygın olan rivayetlerdeki adı Umay kızdır.
“Asya’daki bazı kültürlerde Tengri’nin eşi veya kızı olarak anılmaktadır. Türk mitolojisinde Umay, aileleri, anneleri ve hamile kadınları koruyan bir tanrıçadır. Uzun beyaz saçlı olup beyaz kıyafetler giyen Umay’ın kuş bedenine girip uçtuğu rivayet edilir. Bazı kültürlerde turna kuşuna, bazılarında ise leyleğe dönüştüğü söylenir. Leylek kuşunun konduğu yerde mutluluk ve neşenin, çoluk çocuğun bol olacağı inancı belki de buradan kaynaklanmaktadır” diye konuştu yöre tarihçisi.
Zvinitsa köyü sakinleri leyleklerin gelişini beklerken memleketini terk eden gençlerin de aynen kuşlar gibi geri dönmelerini ümit ediyorlar.
İlgili yazılar:
Kaynak : BNR “Horizont” Programı
Haber : BNR Kırcali Muhabiri Valia Apostolova
Çeviri : Tanya Blagova
Foto: özel arşiv, BNR- arşiv, BGNES, soylentidergi.comRamazan Ayı'nın başladığı bu günlerde sözü yeniden siz- dinleyicilerimize vereceğiz. Kaolinovo'nun Kliment köyünden Esma Mustafa geçen yıl konuğumuz olmuştu ve arkadaşı Zeliha ile beraber senelerce Ramazn sofralarını hazırldıklarını..
Bulgaristan Müslümanları Diyaneti Başkanı, Başmüftü Mustafa Aliş Hacı Ramazan Ayı başlangıcında BNR Türkçe Yayınlar Bölümüne konuştu ve hem dileklerini iletti, hem de “oruç tutanlara saygılı olalım” çağrısını iletti: “ Onibr Ayın Sultanı Ramazan’ı..
Hem bireysel, hem de toplumsal sonuçları olan bir sağlık problemini, çocuk sahibi olamayan çiftler için kısırlık sorununu konuşmak üzere programımıza kadın hastalıkları ve doğum uzmanı Dr. Rafet Hafuzov ’u konuk ettik. Her ailenin muhakkak..