Gorna Oryahovitsa, eski payitaht Veliko Tırnovo’ya 10 kilometre uzaklıkta olmasına rağmen çoğu zaman turistlerin gözünden kaçan bir şehirdir.
Koca Dağ’ın eteklerinde, Yantra nehri kıyısında yer alan şehir, hem doğal güzellikleriyle dikkat çekiyor hem de zengin bir tarihe sahiptir. En meşhur tarihi yeri ise, modern şehrin ortaya çıktığı Ryahovets kalesidir.
Gorna Oryahovitsa Tarih Müzesi Müdürü Plamen Mademov, Bulgaristan Radyosu’na verdiği demeçte: “10 yıldır arkeolojik araştırmalar yürütüyoruz ve ziyaretçilere, aralarında eski payitaht Tırnovo ile ilgili olan ve 13.-14. yüzyıllara ait nekropoller dahil olmak üzere ilginç bulgularımızı sergiliyoruz. Nisan Ayaklanması(1876) sırasında Gorna Oryahovitsa, Birinci İhtilal Bölgesinin gayri resmi başkentiydi ve bu bölgeden önemli şahsiyetler tarih sayfalarına adını yazdırdı.
Daha fazlasını Plamen Mademov’tan öğreniyoruz: "O dönemden kalma son derece iyi korunmuş nesneler sergiliyoruz. En kıymetli eşyalarımızdan biri - şehrin kadın derneğindeki kızlar tarafından dikilen Gorna Oryahovitsa savaş bayrağıdır. Bayrak, Tırnovo’nun kurtuluşu sırasında General Gurko tarafından muhafaza edildi. Bu Şipka’daki muharebelerde yer alan tek Bulgar bayrağıdır, zira Samara bayrağının Bulgaristan’da dikilmediği bilinmektedir. Gorna Oryahovitsa savaş bayrağı daha sonra Bulgaristan’ın yeni tarihindeki en önemli olaylarından birinde yer aldı.”
Gorna Oryahovitsa gastronomi severlerinicezbeden bir mutfak rotası olma potansiyeline sahiptir. Şehrin lezzet amblemi olan Gorna Oryahovitsa sucuğu oldukça meşhur ve popüler bir lezzettir.
Her yıl Mayıs sonu ve Haziran başında şehir, zengin bir folklor programı, yemek yarışmaları ve tadımlarla bu yöresel lezzete adanmış renkli bir festivale sahne olmaktadır.
"Bu, 2011 yılında Avrupa'da Koruma Altına Alınan Coğrafi İşaret alan ilk Bulgar mutfak ürünüdür. Günümüze dek sadece Gorna Oryahovitsa'da orijinalbir tarife göre üretildi. Festival şenlikleri üç gün devam edecek. Gorna Oryahovitsa güveçi (Gornooryahovsko garne) ise şehrimizin diğer bir özel yemek çeşididir. Bir gece boyunca çok sayıda sebze çei,tleri ile sığır tendonların kısık ateşte pişirilmesiyle hazırlanır. “Sonuç muhteşemdir! Bu olağanüstü yemek Gorna Oryahovitsa halkına ayrıcalıklar da kazandırdı. Ünlü Gornooryahovsko güveçi, bakanlara, krallara ve milletvekillerine gönderilmiş ve “neredeyse efsanevi ancak tamamen gerçek” bir amblem haline gelmiştir.”
Şehirde, turistlerin yanı sıra sporcuları da ağırlayan birkaç otel ve konuk evi bulunmaktadır. Beş yıl önce Gorna Oryahovitsa, spor altyapısının yüksek seviyesini kanıtlayarak Avrupa değerlendirmesinden başarıyla geçti ve 2021 Avrupa Spor şehri unvanını aldı. Şehirde her yıl 70’in üzerinde ulusal turnuva düzenleniyor. Ayrıca doğa tutkunların da gözde güzergahıdır.”
"Gorna Oryahovitsa’nın merkezine kısa bir yürüyüş mesafesinde yeşil bir alan başlıyor. Bu alan doğa manzaraları, zengin hayvan ve bitki türleri ve çeşitli tarihi dönemlerden kalıntılar açısından zengin pitoresk bir orman parkıdır.
Ormanda, 500 metre yükseklikte, sembolik “Bojur” dağ evi ve ziyaretçileri büyüleyen koruma altındaki şakayık habitatlarına sahip “Bojur çayırı” alanı bulunmaktadır. Bölge çeşitli festivallere, izci kamplarına ve vs etkinliklere ev sahipliği yapmaktadır.
Plamen Mademov, "Bu yıl ilk kez bir Balon festivali düzenlenecek (3-7 Eylül) ve insanlara Yantra nehri ve “Kamıka” bölgesi üzerinde uçma fırsatı sunulacak” dedi.
Çeviri: Ergül Bayraktar
Foto: Gorna Oryahovitsa Belediyesi, BTA, Facebook/ „Bojur“ dağ evi
Bu lgaristan’da tek Cam Müzesi, Beloslav şehrinde, Varna Gölü kıyısında yer almaktadır . 1893 yılında Mushalan kardeşleri tarafından burada kurulan Bulgaristan’daki ilk cam fabrikası, varlığını günümüze kadar sürdürerek yüzyıllık cam imalatı..
Montana ilinin Georgi Damyanovo Belediyesine bağlı bir dağ köyü olan Dalgi Del, Ogosta nehrinin yukarı kısmında, neredeyse Sırbistan sınırında yer alır. Kadim tarihe sahip olan köyün Roma döneminde kurulduğu sanılır. Roma İmparatoru Trajan..
Yıllardır Bulgaristan ve Türkiye arasında gidip gelen ve pasta süsü yarışmalarında gerek katılımcı gerekse de seçiciler kurulu üyesi olarak yer alarak ülkemize ün kazandıran Mariya Öztürk’ün elinden çıkan son eser, Roma’da bulunan “Aziz Petrus”..