“Rojdestvo Hristovo” (Doğuş) Kilisesi, Veliko Tırnovo’ya 5 kilometre uzaklıkta bulunan Arbanasi köyünün en güzel kiliselerinden biridir. Bulgaristan’da 16. yüzyılın sonlarından ve 17. yüzyılın başlarından kalma ve günümüze kadar korunan az sayıdaki kiliselerden biridir. Azizler ve İncil’den sahnelerinin tasvir edildiği 3 500’ün üzerinde muhteşem freskler içeren dört odası bulunmaktadır. Ana bölümünde yer alan 18. Yüzyıla ait ve şapelde 1649 yılına ait ikonostaslar ülkemizde korunan en eski ikonostaslardır.
Kilise 20. yüzyılın 70’li yıllarında restore edildi. Freskler mumların yakılmasından oluşan kalın is tabakasından temizlendi, yapının dış cephesi güçlendirildi. Veliko Tırnovo Bölge Tarih Müzesi çalışanları kilisenin bakımını üstlendi.
Üç kez inşa edilen kilisenin ilk kısmı 1597 yılında yapıldı. İkinci kısmının inşası 1638 yılında başlamış ve 1649 yılında tamamlanmıştır. Kilisenin tüm duvarları ve tonozları fresklerle kaplıdır. Freskler arasında, doğumundan zenginlik ve güç arayışına ve kaçınılmaz olan sona kadar insanın yaşam yolculuğunu sembolik olarak gösteren Yaşam çarkı freski dikkat çekiyor. Melekler tarafından döndürülen çark dünyevi olan her şeyin faniliğini hatırlatır. Üzerinde ise “Hiç var olmadım, bu yerde bulunmadım” yazısı yer almaktadır.
Veliko Tırnovo Bölge Müzesi’nde tur rehberi Petko Petkanski, bu sahnenin ilk kez Arbanasi kilisesinde tasvir edildiğini ifade etti ve şöyle devam etti:
"Turist gruplarının ilgisini en çok Yaşam çarkı freski çekiyor. Kilisede her şeyin bir anlamı ve önemi var. Bazı sahneler her birimize hitap eden dersler ile ilgilidir. Hayatın faniliği ve her insan için en önemli olan şey- ruhun kurtuluşunu ifade eden Yaşam çarkı sahnesi çok etkileyicidir. Özellikle zenginlere yönelik olan bu ders, insanın hayatta her şeye sahip olsa da en önemli şeyin manevi kurtuluş olduğunu hatırlatıyor. Kutsal Kitapta da yazdığı gibi: “İnsan bütün dünyayı kazanıp da öz varlığını yitirir veya zarara uğratırsa ne yararı olur?” Varlıklı insanlar daha büyük sorumluluk taşıyor, zira daha fazla imkanlara sahipler ve hayatlarını nasıl geçirdikleri, paralarını nasıl kullanmaları gerektiği üzerinde düşünmeleri gerekiyor. Onlar hem kendilerine hem başkalarına bakmakla yükümlüdürler. İnsan ne kadar fazlasına sahipse o kadar çok sorumluluğu vardır. O dönemde Arbanasi’de Osmanlı İmparatorluğu’nda pek rastlanmayan yeni bir zengin Hıristiyan sınıfı oluştuğu için bu sahne köy kilisesinde tasvir edilmiştir. Köyün varlıklı aileleri bu yükümlülükleri doğrultusunda, inanç ve topluma hizmet anlayışının bir ifadesi olarak kiliseler yaptırmıştır.
Sultan 2. Bayezid'in döneminde Balkanlar'a düzenlenen askeri seferin ardından Arabansi'ye Arnavut göçmenlerin yerleştiği bilinmektedir. Petko Petkanski, Ortodoks Hıristiyan olan Arnavutların hızlı bir şekilde yerel halkla bütünleştiğini söyledi ve sözlerine şöyle devam etti:
"17. yüzyılda Arbanasi'ye yerleşen bu insanların isimleri hakkında bilgiler mevcut. Günümüzde ise neredeyse hiç Arnavut ismi yok. Köy “Bulgarlaştırılmış” ve nüfusu ağırlıklı olarak Hıristiyandı. Osmanlı İmparatorluğu'nda halk Müslümanlar ve Hıristiyanlar olarak ikiye ayrılmıştı - milliyet değil, din önemliydi. Bu yüzden imparatorluktaki tüm Hıristiyanlara sadece Hıristiyan deniyordu çünkü onları birbirinden ayırmak zordu.
Bu durum büyük sorunlara yol açtı ve Bulgarlar tamamen yok olma tehlikesi ile karşı karşıya geldi. 18. yüzyıldan sonra Bulgar etnik nüfusu yavaş yavaş yeniden teşekkül etmye başladı. 19. yüzyılda, Payisiy Hilendarski’nin da yazdığı gibi, zengin ailelerin çoğu Rumca konuşmaya ve “Rumlaşmaya” başladı. Ancak Osmanlı İmparatorluğu sınırları dışına eğitim gören zengin sınıfın ortaya çıkmasıyla birlikte, Bulgaristan'ın kilise sınırlarını yeniden tesis etmesi gerektiği yönündeki ulusal fikir yeniden canlandı.
Bulgaristan’ın milli kurtuluş mücadelelerinin ilk aşamasının kilise bağımsızlığı olması tesadüf değildir. Bu açıdan Tırnovo ve çevresindeki bu kiliselerin büyük önemi vardı. Arbanasi’nin, Osmanlı egemenliğine girdikten sonra Tırnovo’dan taşınan piskoposluk merkezi rolü oynadığı düşünülmektedir.
Günümüzde Arbanasi’de 300’ün biraz üzerinde kişi yaşamaktadır, ancak Arnavut kaldırımlı sokaklarında bir çok turistle karşılaşabilirsiniz. Bulgaristan’ın bu köşesini ziyaret ettiğinizde, zengin iç mimariye sahip korunmuş evleri, beş kilise ve iki manastırı sizi adeta bir zaman yolculuğuna çıkaracak. Meryem Ana’nın Göğe yükselişi yortusunun denk geldiği 15 Ağustos günü köy bayramı olarak kutlanmaktadır.
Foto: Gergana Mançeva, arbanassi.org, Veliko Tırnovo Bölge Tarih Müzesi
Çeviri: Ergül Bayraktar
BTA’ya konuşan Turizm Analiz ve Değerlendirme Enstitüsü Müdürü Rumen Dragano v, “ Bulgaristan ’ ın Avro Bölgesine girmesinin, ülkemizde olduğu gibi zenginler kulübündeki diğer ülkelerde de elit turizmi için bölgeler yaratması bekleniyor ...
Futbol yıldızı Hristo Stoichkov BMT’nın Dünya Turizm Ögütü’nün yeni özel temsilcisi olacak. Başbakan Rosen Jelyazkov, Turizm Bakanı Miroslav Borshosh ve BM Dünya Turizm Örgütü Başkanı Zurab Pololikashvili ile dünyaca ünlü futbolcu Hristo..
Bulgaristan’ın Kopenhag'daki Elçiliğin Facebook üzerinden duyurulduüzere 2013 yılından bu yana Bulgaristan ilk kez, 21-23 Şubat tarihleri arasında Danimarka'nın Herning kentinde düzenlenen İskandinavya'nın en büyük turizm fuarı FERIE FOR..