KURBAN BAYRAMINIZ MÜBAREK OLSUN!
Yine rûz-ı visâlinden dem vurdu bâd-ı subh ey dil
Kul oldun nice yıllardır bugün ‘îd erdi kurbân ol
Şair der ki: Ey gönül, sabah yeli yine senin kavuşma gününden dem vurup söz etti. Nice yıllardır kul oldun, bugün ise bayramdır, gel bu defa da kurban ol...
Malûm olduğu üzere İslâm takvimi, gökteki ayın hareketlerini esas alan kamerî aylara dayalı Hicrî Takvimdir. Allah Teâlâ, emir ve yasaklarını bu takvime göre belirlemiş, Müslümanlar da asırlardır namaz, zekât, hac, oruç, bayram gibi dinî ibadetlerini bu takvime göre yerine getirir. “Sana hilâlleri sorarlar... De ki: Onlar insanlar ve hac için vakit belirleme ölçüleridir...” buyuran Kur’ân-ı Kerim bu hususun ehemmiyetini ortaya koyar. Kamerî/Hicrî takvim, günümüzde dakik astronomi aletleri ve inceden inceye hesap yapan bilgisayar teknolojilerinin verilerine dayanarak hesaplanır, bu hesaplardan hareketle de cep takvimleri, duvar takvimleri, bilgisayar ve telefon takvimleri vs. hazırlanır. Bizler de üzerinde fazla düşünmeden takvim verilerinden istifade ederek namazımızı kılar, orucumuzu tutar, bayramlarımızı kutlar, haccımızı ve umremizi yapar, zekâtımızı verir, mübarek gün ve gecelerimizi idrak eder, Ramazan ve Kurban bayramlarımızı kutlarız.
Yine bilindiği üzere Zilhicce bereketli ilk on gününün 10. günü Kurban Bayramı olup önceki günü de Arefe günüdür. Bu yıl Zilhicce ayının 10. günü milâdî takvime göre 10 Haziran tarihine denk gelmiş bulunmaktadır. Dolayısıyla 10-13 Haziran tarihlerini dört günü boyunca Kurban Bayramı olarak kutluyoruz.
Kurban Bayramını kutlamak demek, binlerce yıl geriye uzanan bir sislisileye bağlanmak, binlerce yıl derinliklerden gelen suyu yudumlayarak onun enginliğini hissetmek demek, çünkü Kurban Bayramı, İbrahim itaati, İsmail teslimiyeti, Muhammedî ruhu, hac, zemzem, Mekke, kabul olmuş dua, kıble ve yönünü belirlemek demektir.
Kurban Bayramı, mütefekkir ve şair Sezai Karakoç’un tabiriyle koyun ve koç yünlerinin yumuşaklığını hissetmek, merhamet denizlerine dalmak, şefkat duygularını zirvesini yaşamak demektir. Aynı zamanda acıyla tatlıyı, can almayla can vermeyi, tekbir ile teslimi bir arada yaşamak demektir. Pek tabiî, Kurban Bayramı aynı zamanda insanlara yaklaşarak göklere yükselmek, gönüller alarak Cânân’â, Yüce Sevgili’ye gönül vermek demektir.
Bütün bu güzelliklerin yaşandığı bayram günlerinin evlerimizi şenlendirmesi, gönül hanelerimizi aydınlatması, toplumumuzu huzura kavuşturması, devletimize refah getimesi, Türk ve İslâm âleminin birlik ve saadetine vesile olması, insanlığa barış, adalet ve terakki bahşetmesi dileğiyle cümleten Kurban Bayramınız mübarek olsun!
İslâm dini , eğitime çok büyük önem vermektedir. Çünkü potansiyel olarak güçlü bir şahsiyete sahip olan insanın şahsiyetini inşa etmesi, özünü koruması, değerlerle donatılarak toplumun değerli bir ferdi olması eğitimle olur. İslâmiyet, eğitimi..
1878 yılının Temmuz ayında 10. Rus-Türk Savaşı’nın ardından yapılan Berlin Kongresi’nde Balkanlar’daki Bulgar nüfusunun yaşadığı topraklar, beşe bölündü . Kuzey Dobruca , Romanya’ya verilirken Niş Sancağı nı Sırbistan aldı. Tuna nehri ile Stara..
Allah’ın, her şeyi bilen anlamındaki el-Alîm ve kendisinden habersiz hiçbir şey olmayan anlamına gelen el-Habîr isimlerinin tecellisi olarak yaratılan varlıkların en şereflisi olan insanın bilgi edinmeye ve paylaşmaya, haber alıp vermeye özel bir..