Müslümanın hayatında caminin eşsiz bir yeri vardır. Zira cami, Müslümanları bir araya getirerek ibadet ettikleri kutsal mekândır. Allah’ın adını anmak amacıyla inananlarca inşa edilen camiler, başta Allah’ı zikretme, namaz kılma ve ibadet etme yeri olmakla beraber, sadece namaz kılınan yerler değil, aynı zamanda toplumsal dayanışmanın, birlik ve beraberliğin simgesi olan yapılardır. Adı üstüne cami kelimesi bir araya getiren demektir.
“Allah’ın mescitlerini, Allah’a ve ahiret gününe inanan kimseler imar eder...” ayeti-i kerimesi imarı Kur’ânî bir ifadeye dönüştürmüş ve camileri “imar etmek”, hem dinî hem de sosyal açıdan büyük bir öneme sahip olduğu ortaya konmuştur.
Arapça asıllı bir kelime olan “imar”, şenlendirmek, bayındır hâle getirmek, geliştirmek, mamur etmek anlamlarına gelmektedir. Bir şeyi inşa etmeyi, bakımını yapmayı ve güzelleştirmeyi ifade etmektedir. Özellikle ibadet mekânları olan cami ve mescitler söz konusu olunca imar bir kavram olarak karşımıza çıkmaktadır. Pek tabiî, başta bir mimarî eseri mamur bir hâle getirerek imar etmek söz konusu olmakla beraber, cami yapımı, tamiri, bakımı, temizliği ve içinde ibadetin devam ettirilmesi söz konusudur. Bu bakımdan genellikle İslâm alimleri camilerin imarını fizikî ve manevî olarak ikiye ayırmaktadırlar ki, ilki yapım ve bakımı, ikincisi ise zikir ve ibadet fonksiyonunu icra etmesini ifade etmektedir. Bu bakımdan camilerin manevî imarı esas ve amaç olup fizikî imarı ise araçtır.
Şüphesiz, bir camiyi imar etmek, sadece taş ve toprakla bina yapmak değil, o mekâna ruh katmak, orada ibadetin sürekliliğini sağlamaktır. Peygamber Efendimiz (s.a.s), “Kim Allah için bir mescit yaparsa, Allah da onun için cennette bir köşk yapar” buyurarak cami inşa etmenin ne kadar değerli olduğunu belirtmiştir. Ayrıca camilerin temiz tutulması, bakımlı olması ve cemaatle dolup taşması, toplumun manevî hayatını canlı tutacağı da muhakkaktır. Bu açıdan günümüzde camilerin fizikî imarına önem vermeliyiz, elimizden geldiğince cami yapımı ve tamirlerine maddî ve fizikî olarak yardım etmeliyiz, camilerini temizliğine katkı sağlamalıyız. Ama bundan da önemli olan camileri açık ve aktif tutmak adına kendimiz camilere gitmeli, cemaatle namaz kılmalı ve oradaki sosyal v, kültürel ve eğitim çalışmalarına katılmalıyız. Özellikle de gençlerimiz camiye alıştırmalı, onları namaz ve Kur’ân kurslarında ve diğer faaliyetlerde camilerle buluşturmalıyız. Bu, camilerimize ruh verir, gençlerimize kıyamet gününde Arş’ın gölgesinde gölgelenme huzur ve ferahlığını sağlar.
Tarih boyunca insanlar arasında kısa yoldan, çaba sarf etmeden, kolayından para kazanmayı, zengin olmayı isteyenler olmuştur. Bunu birtakım şansa dayalı yollarla elde etmeye çalışanlar da hep bulunmuştur ki, bu tür oyunlara genel olarak kumar..
“6 Mayıs Cesaret Günü ve Bulgar Ordusu Bayramı’nı kutladığımız b ugün da, ziyaretçilerimize açık hava sergimizdeki belki de en ilginç üç makineyi görme fırsatı sunacağız. Konuklarımız, Mi-2 ve Mi-8 helikopterleri n ve 2K 52 Frog “Luna-M” füze..
İslâm dini, insanın beden ve ruh sağlığını korumayı temel bir ilke olarak benimseyen bir ilâhî nizamdır. Bu amacını gerçekleştirmek için zarurât-ı hamse denen canı, dini, aklı, malı ve nesli korumayı esas alan kurallar koymuştur. İnsanın..
Cuma öğleden sonra dini konulardaki sohbetimizde Vedat Ahmet ile birliktesiniz.