Tahıl ekili milyonlarca dönüm tarım arazileri ile meşhur olan Dobruca, ayrıcalezzetli, çıtır ve tatlı karpuzuyla da bilinmektedir. Bostan sahipleribu yılne gibi zorluklarla karşı karşıya geliyor? Kuraklığın feci etkisini onlar da hissediyor mu? Karpuz yetiştirciliğinin geleceği var mı? Bu ve diğer soruların yanıtını getirmek üzere BNR Dobriç muhabiri Maya Raynova’nın röportajını dikkatinize sunuyoruz.
Dobriç ilinde karpuz üretimi yapan Aleksandar Angelov, radyomuza konuşurken “Kendimi bildim bileli karpuz yetiştiriyorum. Tarlada doğdum” dedi ve aile mirası olarak gördüğü bostan işini, üçüncü nesil karpuz üreticisi olan bir ailenin kızı olan eşi ile evlendikten sonra geliştirip büyüttüğünü anlattı.
„Karpuz üretimi, sırf aile işi değil, sülale işidir bizim için. İlk başta çok küçük miktarda karpuz yetiştirerek ebeveynlerimize yardım ediyorduk. Sonra yavaş yavaş arazilerin büyüklüğünü artırdık, çağdaş teknik araçları kullanmaya başladık. Avrupa piyasasının açılması ile orada da kendimize bir niş bulduk.“
Dobruca’da bir asırdır karpuz üretimi yapıldığını söyleyen Aleksandar Angelov, eskiden kış döneminde ağaçların sökülmesi sureti ile açılan alanlara ilkbaharda karpuz fidesi dikildiğini anlattı.
“O dönemden bu yana Dobruca’da her zaman karpuz olmuştur ve Avrupa genelinde en iyi karpuzların burada yetiştirildiği konusunda iddialıyım.”
Halihazırda bütün soyunun toplamda 6-7 bin dönümün üzerinde bostan işlediklerini, karpuz ve yüzde 10 kadar oranda kavun üretimi yaptıklarını söyleyen çiftçi, gerek kazma, gerekse de toplama ve araçlara yükleme işi olsun tarla işlerinin yüzde 80’i kadarının insan eli ile yapıldığının altını çizdi.
“Bu yüzden büyük sayıda kişiye istihdam sağlıyoruz. İşçilere iyi ücret garantileyerek yurt dışında çalışanların memlekete dönmelerine sebep oluyoruz. İşlediğimiz arazileri daha da büyütüp geçimini sağlamak üzere Avrupa’ya gitmiş olan daha çok insanı buraya döndürmeyi amaçlıyoruz”.
Son iki yıldır durumun iklim şartlarından dolayı değişmeye başladığını, kalıcı kuraklık eğiliminin izlendiğini söyleyen Aleksandar Angelov, “Bunun üstesinden gelmek bize bağlı değildir. Doğaya karşı koyamayız” sözlerini kullandı ve toplam 6-7 bin dönümlük bostanların çok küçük bir bölümünde sulama yapıldığını söyleyerek arada devasa fark olduğunu, suyun hayat verdiğini söyledi. Eskiden varolan sulama sistemlerinin yokedilmesine değinen Aleksandar Angelov, şöyle konuştu:
“Yazık! Yokedilmesi insanı kahrediyor. Bulgaristan cennet köşesidir. Avrupa’nın hiçbir yerinde böyle verimli ve güzel topraklar yoktur. Uzun yıllardır sulama yapılmayan arazilere ekim biçme lüksüne sahip olmuş olmamız da bu sayededir. ”
“Su verilmeyen topraklardan 2 veya 3 yoğun yağışla mahsül alıyorduk. Dönüm başına 4-4,5 ton verim alıyorduk. Mükemmel kalitede mal üretiyorduk” diyen karpuz üreticisi, bu yıl 400 kilonun altında kaldıklarını ve üretilen malın son derecede kötü kalitede olup piyasaya sunulacak halde olmadığını belirterek kuraklığın karpuz üretiminde sırf verimi değil kaliteyi de kötü yönde etkilediğini söyledi.
“Karpuzda 2 tonun altında kalan verim, piyasaya sunulmaya elverişli olmayan son derece kötü dış görünüş ve elde kalan mal demek.”
Kuraklığın erken ve orta ekinleri etkilediğini, erken ekinlerde mahsulün tamamen zayi olduğunu, orta ekinlerin yüzde 10-15 kadarını kurtarmaya çalıştıklarını belirten üretici, geç ekinler için bir zerre kadar olsa da hala umut olduğunu ve şartlarından dolayı Tarım Bakanlığı’ndan tazminat talep iklim edeceklerini dile getirdi.
Piyasada satışa sunulan karpuzların çoğunlukla ithal olduğunu, yüzde 20-25 kadarının ise Bulgaristan’ın güneyinde yetiştiğini söyleyen Angel Aleksandrov, karpuz seçen alıcılara tavsiyeler verirken kabuğa hafifçe vurduktan sonra çıkan sesin karpuzun olgunluğuna dair ipucu verse de şimdiki neslin oluşan titreşimi çözmek durumunda olmadığını belirterek kaliteli karpuzun 6-8 kilo ağırlığında ve parlak kabuklu olduğunu, sapın kurumuş olması ise çoktan koparıldığını gösterdiğini ve dolayısıyla yeşil saplı olan karpuzların tercih edilmesi gerektiğine işaret etti.
Kaynak: BNR Horizont Programı
Röportaj: BNR Dobriç Muhabiri Maya Raynova
Çeviri: Tanya Blagova
Ormancılık Ajansı’nın istatistiklerine göre Bulgaristan’da 2020-2024 yılları arasında 926 940 hektarlık alanı etkileyen 7 115 orman yangını meydana geldi. Bu yılki orman yangınlarının sayısı hakkında veriler henüz mevcut değil. Yangınların yüzde 90’ndan..
Ağustos ayında değerlendirme yapmak için henüz erken olsa da, Kuzey Karadeniz bölgesindeki tatil beldelerinde başarılı bir sezonun yaşandığına dair çok net göstergeler mevcut. “Albena” tatil beldesi ise korona salgınından sonra uzun zaman beklenen..
Bulgaristan’ın Karadeniz kıyısı ve daha birçok yerinin yurtdışından ve yurttan binlerce turiste ev sahipliği yaptığı yaz sezonunun zirvesindeyiz. All inclusive hizmeti sunan oteller haricinde, tatilimiz restoranlarda yemek masrafları için bütçe..