2025 yılının yaz mevsimine ilişkin haberlerin üstünden hızlıca geçecek olursak gündemin ön sıralarında yangınlar, boş veya neredeyse tükenmiş olan su havzaları, su kesintileri, kavurucu sıcaklıklar ve kuraklık konularının yer aldığını görürüz. Bu problemler, büyük ölçüde gittikçe çok hissedilir hale gelen iklim değişikliklerine bağlıdır. Sıcak geçen yaz dönemleri, zirai önem taşıyan yağışların yıl boyunca yetersiz kalması ile birlikte Bulgaristan’daki tarım sektörünü birçok zorlukla karşıya karşıya getiriyor.
Dobruca’da toprak sahibi olsun ya da toprağı icarla işlesin farketmez çiftçi olan herkes, kuraklık ve sıcaklık göz önüne alındığında önümüzdeki yılda ekinlerin türü ne olmalı, toprak işleme teknolojisinde ne gibi değişiklik yapılmalı ve bütün bunların getireceği ek maliyet ne olacak gibi bir dizi soruya yanıt arıyor.
Çiftçiler bütün bunlarla kafa yorarken General Toşevo’da bulunan Dobruca Tarım Enstitüsü’nde tritikale denen ve kuraklığa karşı son derece dayanıklı olan bir kültür geliştirme çalışmaları yürütülüyor. Tritikale, buğdayın verimliliği ve çavdarın dayanıklılığını bir araya getiren buğday ve çavdarın bir melezidir. Dobruca Tarım Enstitüsü uzmanı doç. Hristo Stoyanov, radyomuzaa konuşurken botanik deneyi sonucu ortaya çıkan tritikalenin günümüzde “geleceğin kültürü” olarak anıldığını belirtti.
" Her türlü amaçlarla kullanılabilen bir tahıl çeşidi olan tritikalenin uygulama alanı, ekmelik buğdaydan bile daha büyüktür. Tritikale, hamur işleri ve tatlı yapımında olduğu gibi, yem sektöründe, bioetanol ve biyogaz üretiminde de kullanılabilmektedir” diyen doç. Stoyanov, Orta Doğu’da çok yüksek değer verilen bu biyokütlenin artık ihraç edilmekte olduğunu da ekledi.
Mısır ve sıradan buğdaya göre daha büyük miktarda protein içeren, içinde çok değerli aminoaistler bulunan ve dolayısıyla hayvanlara çok değerli yem olan tritikalenin sahip olduğu dayanıklık özellikleri de kayda değerdir:
“Mukavemeti yüksek olan ve sürdürülebilir tarım tanımını bire bir karşılayan bir kültürdür. Daha az zirai koruma ilacı ve suni gübre gerektiriyor. Sıradan buğdaya göre tritikalenin yetiştirilmesi daha kolay ve daha düşük maliyetlidir. Alınan verim de daha yüksek olur.”
General Toşevo’daki Enstitü’de şimdiye kadar toplam 19 çeşidinin geliştirilmiş olmasına rağmen bu tahıl kültrünün tarım üreticileri tarafından olduğu gibi tükticiler tarafından da yeterince bilinmediğini ve Bulgaristan’da aktif piyasasının bulunmadığını söyleyen uzman, şöyle devam etti.
“Oysa katma değeri standart tahıl çeşitlerine göre daha yüksektir, zira tritikaleden yapılan ürünler, beslenme rejimleri ve bioüretim açısından daha değerlidir. Tritikalenin gluten içeriği de buğdaya göre daha az olup vücut tarafından daha kolay sindiriliyor.”
“Bulgaristan’daki tarım sektörü her zaman inovasyonlara açık olmuş olduğu için gelecekte tahıl piyasasının canlanmasını bekliyorum. Tritikalenin ülkemizde henüz değer verilmeyen, eşsiz bir kültür olduğunu bıkmadan usanmadan anlatmaya devam edeceğim.”
Doç. Stoyanov, son yıllarda etkili olan olağanüstü iklim şartlarında da iyi performans sergileyen tritikalenin “Kuraklığa karşı belki de en dayanıklı olan kültür budur” dedi.
“Çok derin kök sistemi bulunan bu kültür, bu sayede derinliklerden su çekebiliyor. Kuraklık gelişmesini nerdeyse etkilemez. Gelişmesini kötü yönde etkileyen tek şey, havanın kuraklığı ve yüksek sıcaklık derecelerinin yarattığı termal stres olmaktadır. Yine de verim, diğer kültürlere göre çok daha az etkilenir. Hem çiftçinin hem de tüketicinin bir bitkiden beklediği her şeyi içinde barındırdığı için tritikale tam anlamı ile geleceğin kültürüdür”
Halihazırda en büyük tritikale üreticileri Polonya, Almanya, Kanada ve Arjantin olmaktadır. Bulgaristan’da, hatta Balkan yarımadasında bile geniş çaplı tritikale seleksyon programının uygulandığı tek yer ise General Toşevo’daki Dobruca Tarım Enstitüsü’nün tarlalarıdır.
Kaynak : BNR Horizont Programı
Röportaj : BNR Dobriç Muhabiri Maya Raynova
Çeviri : Tanya Blagova
Fotoğraf: BNR Varna Radyosuİglika köyü, dağın kalbinde muhteşem taş evleri ve duvarlarından dolayı Koca Balkan’ın “Taş yuvası” olarak adlandırılmıştır. Burada yaşam 21. yüzyılın gürültüsü ve koşuşturmacasından uzak, sakin ve huzurlu geçmektedir. Gabrovo il merkezine sadece..
Arı veya sarı arı sokması , özellikle çocuklar için hiç te hoş olmayan, acı veren bir deneyimdir. Sokmadan sonra oluşan lokal reaksiyonun ciddiyeti, sokmanın yerine ve sokma sayısına göre değişmektedir . Sofya Askeri Tıp Akademisi Acil..
2020 yılından bu yana geçen 4 yılda 230 binden çok Bulgaristan vatandaşı, köye döndü ya da kırsal bölgelerde nüfus kayıt yaptırdı . Bulgaristan Köyler Birliği Başkanı Borislav Borisov , radyomuza konuşurken Ulusal İstatistik Kurumu NSİ..
İglika köyü, dağın kalbinde muhteşem taş evleri ve duvarlarından dolayı Koca Balkan’ın “Taş yuvası” olarak adlandırılmıştır. Burada yaşam 21. yüzyılın..