12 ve 13 Haziran tarihlerinde Sofya’daki Amerikan Bilim Merkezi’nde komünizmin çöküşünün 25. yıldönümüne adanan uluslararası bir konferans düzenlendi. “Çöküşten sonra hayat: Güneydoğu Avrupa’da önce ve şimdi” başlığı altında düzenlenen konferans on ülkeden bilimadamlarını bir araya getirdi. Arkadaşımız Veneta Pavlova, Sofya Üniversitesi’nden olan ve foruma katılan Prof. İskra Baeva ile görüştü.
25 senelik bir dönem Güneydoğu Avrupa’daki değişikliklerin araştırılması için ne kadar elverişlidir?
Bu soruya Prof. İskra Baeva şu cevabı verdi: “Çok uygundur. Ben çağdaş tarih ile uğraştığım için tarihçilerin günümüzdeki olayları analize etme hakkı ve görevi olduğunu dünşünüyorum. Bize Tukididis, katıldığı olayları tasvir ettiği “Poloponez Savaşı” kitabıyla çok iyi bir örnek vermiştir. Kendisi, bu savaşın sonunu bile görmüyor, bundan önce ölüyor, ama bu savaş hakkında en iyi analitik araştırmayı yazıyor. Bu yüzden 25 senelik bir dönem, çok uygundur, çünkü raporlar, tartışmalar ve tecrübe, anılar vasıtasıyla Bulgar toplumunun bugünkü durumuna yönelik olacak.”
Komünizm sonrası dönem bugün nasıl algılanıyor: özgürlüğe ve ilerlemeye adım olarak mı niteleniyor veya buna sosyalist geçmişe nostalji gözüyle bakılıyor?
Prof. İskra Baeva buna cevaben şunları söyledi: “Her iki surette de algılanıyor. Bu da tamamen doğal bir şey. Konferansı düzenleyen Amerikan Bilim Merkezi tam bu yüzden bu sorunlar yöneliyor, çünkü biz bu gerçekte yaşıyoruz ve iki dönemi uzaktan bakarak değerlendirmekte zorluk çekiyoruz. Günümüz gerçek, çok bakımdan sosyalizm zamanından daha iyi. Geçmişe nostalji duyanların, bu zamana gerçekten geri dönmek istedikleri anlamına gelmiyor. Onların çoğu bunu istemiyor. Belki de bazı yaşlı insan bunun için gerçekten hayal ediyor. Ama bence genç insanların hiç biri bunu istemiyor.”
Bu zaman içerisinde Bulgar toplumundaki başlıca değişiklikler nelerdir?
Prof. İskra Baeva şunları da açıkladı: “Kuşkusuz en olumlu değişiklik siyasi plüralizm. Artık yöneticilerimizi seçebiliyoruz. Bu açıdan büyük bir hayal kırıklığı da var, ama bu eskiden yaşadığımız tek partili rejimden çok daha iyi. Diğer büyük değişiklikler, ekonomi alanında. Piyasa mekanizmaları yürürlüğe getirildi. Şimdi piyasada her şey var, ama toplumun büyük bir kısmı, her şeyi satın alamıyor. Ama genç neslin yolculuk yapma, yurtiçinde ve yurtdışında eğitim görme, dünyanın her yerinde yolunu arama ve istediği zaman geri gelme imkanları, kuşkusuz geçiş döneminin büyük olumlu yanıdır.”
Ülkemiz için kaygı ve umutlarınız nedir?
Prof. İskra Baeva şunları da söyledi: “Kaygılar çoktur. Bunlar, artık bir buçuk yıldır bulunduğumuz ciddi siyasi krizle, ekonomik sorunlarla ilgilidir. Bu sorunlar, bütün Doğu Avrupa ülkeleri için geçerli olan şeylerle, yani popülizmin, milliyetçiliğin yeniden canlanması, Avrupa’daki etnik toplulukların milli devletler için öncelik veya eksiklik olduğu sorularının ortaya çıkmasıyla alakalı. Öncelikler ileride görülecek, ama bir bütün olarak son 25 yıldaki gelişmeler, siyasi eylemlerde özgürlük sağladı. Hepimiz, hayatımızı bütün boyutlarında iyileştirmek istiyoruz. Ve hepimiz, Avrupa’yı yaşamak için iyi bir yer yapmak istiyoruz.”
Çeviri: Rayna İvanova
Cuma öğleden sonra dini konulardaki sohbetimizde Vedat Ahmet ile birliktesiniz. Vedat Ahmet "Gençler ve din" konusunda bize yararlı ve ilginç bilgiler sunacak. Gençlerin ahlak dünyası ve dinin aşıladığı değerleri konuşacak.
Varna ilinde 6 ile 17 yaş arasında 26 çocuk Temel İslami Bilgiler konulu yarışmada bilgilerini ölçtü. Başmüftülüğün Temmuz ve Ağustos aylarında düzenlenen Kuran-ı Kerim kursları sonunda organize edilen bilgi yarışmaları ülke çapında..
Atalarımız, “bilmemek ayıp değil, sormamak ayıp” diyerek önemli bir hakikati dile getirmişler. Zira herkes her şeyi bilmek zorunda olmadığı gibi, bilemez de. Ama sorarak belirli şeyler öğrenilebilir ve bilgi sahibi olunabilir. Yeter ki, insan doğru soruları..