Bulgaristan Bilimler Akademizi nezdindeki Ulusal Arkeoloji Enstitüsü müzesinde iki yeni teşhir görülebilir. Biri, Viyana’da bulunan Sanat Tarihi Müzesi koleksyonunda yer alan meşhur Nagy Szent Miklos altın hazinesini gözler önüne seriyor. Diğeri ise “Putperest Bulgaristan. İktidar ve toplum” adı ile tertiplenen teşhirdir. Mart ayında Avusturya’nın başkentinde “İlk altın. Ada tepe – Avrupa’nın en eski altın ocağı” adı ile düzenlenen Bulgar teşhirinin 25 Haziran tarihine kadar açık olacağını hatırlatıyoruz.
Bu karşılıklı sergiler Ulusal Arkeoloji Enstitüsü ve Avusturya Bilimler Akademisi nezdindeki Avrupa ve Şark Arkeolojisi Enstitüsü arasında imzalanan üç yıllık anlaşma kapsamında düzenleniyor. Bu konuda Enstitünün Müdürü doç. Lyudmil Vagalinski şunları söyledi:
“Avusturyalı uzmanlarla mükemmel işbirliği yürütüyoruz. Nagy Szent Miklos altın hazinesinin müzemizde sergilenmesi onlar tarafından yapılan jest sonucu mümkün oldu. Bu hazine erken Ortaçağ döneminden kalma en büyük hazinelerden biri olmakla birlikte bu döneme ilişkin birçok bilgi veriyor. Yedinci, sekizinci ve dokuzuncu yüzyıl söz konusu. Bu hazine Viyana ve Budapeşte’nin dışında yani Habsburg İmparatorluğunun dışında bundan önce tamami ile hiç sergilenmemişti” diyen doç. Vagalinski bu hazinelerin hangi kültürlerle ilişkilendirilebileceğine dair farklı savların mevcut olduğunu, fakat asıl önemli olanın bu hazinenin Bulgar devleti kökenlerinin uzandığı bir dönem olan Erken Ortaçağ dönemine dönmemize vesile olduğunu da ekliyor.
Dr. Galina Grozdanova Nagy Szent Miklos hazinesini anlatırken şunları söyledi:
“Erken Ortaçağ döneminden kalma en büyük hazine olan bu hazinede toplam 23 kap var, toplam ağırlığı ise 10 kg altının üzerindedir. Kapların şekli çok dakik ve ince bir teknikle işlendi, üzerinde kompozisyonlarda ise insan figürleri, mitolojik süjeler ve fantastic hayvanlar resmedilmiştir. 15 kapta yazı ve işaretler bulunur. Onların bir bölümü günümüze kadar muamma olmaya devam ediyor. Birçok Bulgar bilimcisinin çalışmalar yaptığı bu hazine, ülkemizde bu yüzden epey iyi biliniyor. Yaklaşık 200 yıldır bilinen bu koleksiyonla ilgili yazılan makalelerin sayısı ise 100’ün üzerinde”.
Teşhirin tertiplenmesinde görev alan Avusturyalı uzman Georg Plattner ise şunları ekledi:
“Bizim açımızdan 100 – 150 yıllık bir dönemde işlenen üç grup kap söz konusudur. Bu kapların üzerindeki resimler gerçekten sıradışı olup Antik Çağ’ın farklı dönemlerine göndermeler içeriyor. Bazı unsurların sasani kültürüne, antik Yunan ve Roma kültürüne göndermeler barındırıyor. Altın kapların üzerinde haç gibi bazı Hristiyan semboller ve Yunan dilinde ve henüz çözümlenemeyen bir dilde olan yazılar da bulunmaktadır.”
“Putperest Bulgaristan. İktidar ve toplum” adı ile düzenlenen diğer teşhire gelince Galina Grozdanova’nın sözlerine göre bu teşhir hazinenin toplandığı zaman dilimini gözler önüne seriyor. 100 yıl boyunca toplanan bu hazine erken Ortaçağ döneminde toplulukların sosyal yapısını yansıtıyor. Bu dönemde Aşağı ve Orta Tuna’da iki esas büyük güç var – Bulgaristan ve Avar Hanlığı. O zamandan kalma nesneleri göstermekle teşhiri kuranlar, o dönemde Bulgar toplumunun nasıl olduğunu sorguluyorlar, halkın ve soyluların kültürünü karşılaştırıyorlar.
Fotoğraflar: Veneta Pavlova, BGNES ve BTA
Çeviri: Tanya Blagova
Ulusal Tarih Müzesi’nin, merkez lobisinde Çar III. Boris’in doğumunun 130. yıldönümüne adanan “Çar III. Boris Şahsiyet ve Devlet Adamı” başlıklı sergi açılac ak. Sergide, Çar Boris’in yaşam yolunu gözler önüne seren, Bulgaristan tarihi için..
Cuma öğleden sonra dini konulardaki sohbetimizde Vedat Ahmet ile birliktesiniz.
1908 yılının 22 Eylül tarihinde Bulgaristan’ın bağımsızlığı ilan edildi. Bulgaristan’ın tarihinde tek başına gerçekleştirilen en cüretkâr eylem olan Doğu Rumeli ile Bulgaristan Prensliği’nin Birleşmesi’nden otuz yıl sonra Bulgarlar bir kez..