Yaz saati uygulaması enerji tasarrufu sağlamak amacıyla, Mart ayının son Pazar günü başlayıp, Ekim ayının son pazar günü biten bir uygulamadır. Resmi olarak bu yıl 26 Mart’ta saat gece 03.00’te saatler bir saat ileri alınacak, yani saat otomatik olarak 04.00’e geçecek.
Yılda iki kez yapılan bu zaman değişikliği durumunun daha iyi anlaşılması adına, kış saatinin aslında astronomik zaman olduğunu belirtmek gerek. Yaz saati uygulaması ise güneş ışığından ve günün aydınlık kısmından daha iyi ve daha optimal faydalanmak amacı ile ortaya çıkan bir değişimdir. Bu uygulamanın insan sağlığını olumlu etkileme fikrinden doğduğu düşünülse de, aslında ilk olarak Birinci Dünya Savaşı sırasında kaynakları koruma ihtiyacıyla ortaya çıkmıştır. Bulgaristan’da ise ilk defa 1979 yılında saat değişikliği uygulamasına geçildi.
Peki ama bugün gerçekten böyle bir uygulamaya ihtiyacımız var mı?
Son zamanlarda enerji kaynakları ve özellikle akaryakıt fiyatları ile ilgili yaşanan sorunlara rağmen, uzun bir süredir bu yaz ve kış saatine geçilmesi konusu enerji tasarrufu fikrinden kaynaklanmamaktadır. Hatta bu uygulamayla aslında çok fazla tasarruf etmediğimizi gösteren birçok rapor var. Gerçek şu ki, yaz aylarında güneş akşam 8-9'a kadar batmadığı için, saat değişikliği daha uzun akşamların tadını çıkarmamızı sağlıyor. Yıl boyunca astronomik saate sadık kalırsak, o uzun yaz geceleri kısalacak ve Haziran ayında sabah saat 04.30 civarında güneş doğmuş olacak. Tersini yaparsak, yani yıl boyunca yaz saati uygulamasına sadık kalırsak, kışın güneş 8.30-9.00’a kadar doğmaz, bu da kış sabahlarını, özellikle de erken kalkmak zorundaysak, gerçekten ama gerçekten tatsız bir deneyim haline getirebilir.
Yaz saati uygulamasının tasarruf sağlayıp sağlamadığından bağımsız olarak, yapılan farklı araştırmalara göre, bu uygulama uyku zamanını ve verimini azaltarak insanların sağlığı üzerine olumsuz bir takım etkileri var. Örneğin yaz saatine geçildikten sonraki hafta içerisinde kalp krizi, sindirim sistemi hastalıkları ve benzeri vakalarda artış olur. Ayrıca birçok yerde trafik kazası sayısında artış olduğu bildiriliyor.
Bu uygulamanın uzun vadeli sağlık etkileri ise depresyona, metabolizmanın yavaşlamasına, kilo alımı ve baş ağrıları gibi sorunlara davetiye çıkarması. Tüm bu sorunların nedeni uyku saatlerinin değişmesi sonucu vücudun yaşadığı stres. Fizyolojimiz gereği biz insanların, dünyanın hem mevsimsel hem de aydınlık karanlık döngüsünden etkilenen bir vücut iç saatimiz var. Dolayısıyla fiziksel ve ruhsal halimizin korunabilmesi için şartlardan birisi, doğal aydınlık-karanlık döngüsüne uygun bir biyolojik döngüdür.
Eylül 2018’de Avrupa Komisyonu, saat değişikliğini sona erdirmek için teklifte bulundu. Hatta 2019 yılında Avrupa Parlamentosu’nda oylama yapıldı. O zaman bunun olması mümkün görülüyordu, ancak küresel salgın ve Ukrayna’daki savaş, şiddetli enflasyon, ekonomik istikrarsızlık gibi sorun ve endişeler saat değişikliğini sonlandırmak konusunu bir kenara itti.
Düzenleme ve çeviri: Bedriye Haliz
Bulgaristan Ulusal Radyosu’nun 1936 yılında kısa dalga üzerinden başlayan Yurtdışı yayınlarının tarihi, dinleyicilerimiz için ilginç ve neredeyse bilinmeyen bilgilerle doludur. Bu bilgileri günümüz Bulgaristan Radyosu programlarının dil ve konu..
Kırcali GRAO- Vatandaş Sicil Dairesinden verilen habere göre, yurtdışında doğan Kırcalili bebekler, Kırcali şehrinde doğanlardan üç kat fazladır. Kalıcı olan bu eğilim özellikle son yıllarda daha da belirginleşti. 2023 yılında belediye..
Tüm Bulgar maskeli oyunlarının kaynağı, Kolojeg- Noel’de Koleduvane ve güneşin doğuşu ile ilgili eski geleneklerdir. Hıristiyanlığın kabul edilmesiyle yeni doğan Tanrı’nın kirletilmemesi için şenliklerin tarihi değişti. Batı Bulgaristan’da eski..
Ramazan ayı başlangıcı tüm İslam alemi tarafından bekleniyor. Şubat ayının son gününde İslam dinine mensup milyonlarca kişi, bu yıl 29 gün sürecek..
Razgrad’da faaliyet gösteren "Deliorman 2014" Halk Kültür E vi bu günlerde kırmızı- beyaz “heyecanlara” büründü. Kültür Evi’nin Başkanı Nevin..
Bulgaristan Ulusal Radyosu(BNR) 90. kuruluş yıldönümünü kutlamasından tam bir ay sonra, tarih, tarihi yazan bizlerle diyaloğunu sürdürüyor. BNR’de 25..