“Hikayeler kuruyoruz, tarih yazıyoruz” başlığı altında geçen 50. Uluslararası Sofya Kitap Fuarı da tarihe karıştı ve ardında 170 yayınevinin büyükler ve çocuklar için 100 bin’den fazla kitabı sunduğu, yerli ve yabancı yazarların okurlarıyla buluştuğı kitap tanıtımları, gerek evdeki kütüphanelerinin en güzel yerini süsleyecek olan, gerekse eş, dost ve yakınlarımız için Yeni yıl hediyesi olarak satın alınan binlerce birbirinden güzel, renkli kitaplar bıraktı.
NDK- Ulusal Kültür Sarayında “Bulgar kitabı” vakfınca düzenlenen fuar, aynı zamanda birçok yayıncının bir araya geldiği ve yerli ile yabancı yazarların kitapları hakkında aralarında fikir alış verişinde bulunduğu bir forum oldu.
Her yıl Londra Kitap Fuarı’nda verilen Uluslararası Edebiyat Ajanlığı Meslekte Mükemmellik Ödülü’nün 2017’de sahibi olan Nermin Mollaoğlu, Uluslararası Sofya Kitap Fuarı’nı 15.kez ziyaret ettiği için çok mutlu olduğunu şu sözlerle paylaştı: “Benim için yıl Sofya Fuarı’nda bitiyor. Çok kitabımız Bulgarcaya çevriliyor. Sosyal medyada yaptığım paylaşımlarla amacım, sadece Bulgarlara Türk edebiyatını okutmak değil, aynı zamanda da Bulgar edebiyatını Tüklere okutmaktır. /Georgi/ Gospodinov’un üçüncü çevirisi Türkçeye olmuştu ve bu da “Kalem” Ajansı aracaılığıyla olmuştu. “Aldığı “Booker” Ödülü’nün heyecanı içersindeyiz, ama biz Gospodinov’u 16 yıl önce okuduk. “Prozorets” Yayınevinin daveti üzerine yazar Defne Suman ile birlikte geldik fuara, ki kendisi çok satarlar yazarlar arasında yer alıyor. Sofya’yı çok sevdi, hatta şu anda Sofya’nın merkezinde paten yapıyor”.
Bulgaristan Radyosuna konuşan Nermin Mollaoğlu, devamla şunları söyledi:
Yazar Defne Suman ile görüşmemiz hayli heyecanlı başladı. Kendisine röportaj öncesi Bulgaristan Radyosu Haber Merkezince “Yazar Defne Suman, Sofya Kitap Fuarı’nda kitaplarını tanıtacak” başlıklı haberi Bulgarca olarak sundum.
Kendisi çok heyecanlı olduğunu ve Türkiye dışında böyle büyük bir ilgiyle ilk defa karşılaştığını dile getirdi: “ Fuarın içinde yürürken tanıyorlar, durduruyorlar, kitaplarımı imzalatıyorlar. Gerçekten çok duygulandım ve heyecanlandım. Bulgar okurlarıma buradan da teşekkür ediyorum”.
Sıtkiye ismindeki babasının babaannesinin, annesi Sümbül ile birlikte Bulgaristan’ın Bağımsızlığı döneminde Filibe’den /Plovdiv/ Türkiye’ye geldiklerini anlattı yazar Defne Suman ve daha sonra “İzmir’in kızı” kitabında bu karakteri de işlediğini paylaşırken Sofya’ya duyduğu hayranlığını da gizlemedi ve Sofya’yı çok güzel ve ferah, geniş bulduğunu paylaştı.
Azerbaycan, Bulgaristan, İtalya, Çekya, Macaristan, Makedonya, Mısır, Kazakistan (Kazakça ve Rusça), Hindistan (Marathi dili), Romanya,; İngiltere, Avusturalya, Yeni Zelanda, Kanada, ABD, Yunanistan ve Hırvatistan’da kitapları basılan İstanbul doğumlu ve Atina’da yaşayan yazar defne Suman’a Sofya’yı da tanıdıktan sonra, Üç komşu ülkeyi, neler birleştirebilir diye sorduk.
“Dil birleştiriyor. Çok sayıda ortak kelimemiz olması, bizi birleştirenlerdir” dedi ve röportajın devamını aşağıdaki linkten dinleyebilirsiniz:
Bilek güreşi, ülkemizde prestijli bir spor türü olarak az anılsa da Bulgaristan bu dalda dünya gücü olmak konusunda iddialıdır. Bulgar bilek güreşçileri, gerek Avrupa gerekse de dünya şampiyonluğunu defalarca kazanmış bulunuyorlar. Plamen..
Taş çatılı eski evleri, kıvranarak yukarıya doğru dağın içine giden yokuş sokakları ve yüzyıllık sırlar saklayan taş duvarları ile Kovachevitsa en güzel ve romantik Bulgar köylerinden biridir. Varlığını zamana aldırmadan sürdüren..
Uzun zamandır aile işi olarak toptan mantar ticareti yapan Evtim Kesimov , BNR Kırcali Radyosu’ndan Bilgehan Sali’ye konuşurken mantar işine nasıl başladığını anlattı: “ Bu işi 2000 yılından bu yana 24 yıldır yapıyorum. Mantar işine..
Taş çatılı eski evleri, kıvranarak yukarıya doğru dağın içine giden yokuş sokakları ve yüzyıllık sırlar saklayan taş duvarları ile..
Bilek güreşi, ülkemizde prestijli bir spor türü olarak az anılsa da Bulgaristan bu dalda dünya gücü olmak konusunda iddialıdır. Bulgar bilek güreşçileri,..