Varba köyü, Bulgaristan’ın kuzeybatısında yer alan Belogradçik Belediyesi’ne bağlı yerleşim birimlerinden biridir. Köyün bugünkü durumu hiç te iç açıcı değil. Köyde 10 kadar kişi yaşıyor, hepsinin yaşı 70’in üzerinde.
Bu yerde bundan 150 yıl önce olağanüstü bir olay yaşandı. 20 Mayıs 1847 tarihinde köye yakın meşe ormanında kulakları sağır eden uğultu çıkararak 3,6 kilogram ağırlığında bir göktaşı düştü. Her ne kadar günümüzde Varba köyünde ülkemiz topraklarına düşen az sayıdaki meteoritlerden birini kimse hatırlamasa da söz konusu olay, Avrupa ve ABD’deki bilim adamları tarafından iyi bilinmektedir. Uzaylı malzemenin en büyük kısmı, Budapeşte Doğa Tarihi Müzesi’nde korunurken, diğer parçaları Viyana, Paris, Londra, Berlin ve Chikago’daki müzelerde muhafaza edilmektedir.
Varba köyü, aralarında dere akan iki tepe üzerine konmuş durumdadır. Günümüzde sayısı ancak 10’u bulan ködy sakinlerinin hepsi bir tepede otururken diğeri gitgide doğanın hakimiyetine teslim olmaktadır.
Muhtar görevini yürüten Lili Antonova, BNR Vidin Radyosuna konuşurken şunları anlattı:
"Köyde kimsenin oturmadığı satılık evler var, fakat ilgi duyan yoktur. Köyde dükkân yok, insanların Belogradçik şehrine gidip gelebilecekleri otobüs de yok. Ekmek, Pazartesi, Çarşamba ve Cuma günleri olmak üzere haftanın üç günü geliyor” diyen Lili Antonova’nın sözleri iyimserliğe vesile vermese de aslında ülkenin kuzeybatısında yer alan birçok köydeki durumu tarif ediyor.
Sık sık yaşanan elektrik kesintileri de en yakın hücresi komşu köy Rabişa’da bulunan mobil operatörlerlerle ilgili sıkıntılara yol açıyor.
"Elektrikler kesilince her türlü kapsam alanının dışında kalıyoruz – telefon yok, Internet yok. Böyle bir anda köyde yaşayan yaşlılardan biri doktora muhtaç olursa bana başvuruyorlar, ben de elimden geldiği kadar yardım etmeye çalışıyorum. Yaşlıları 11 kilometre uzaklıkta bulunan Belogradçik’e götürüyorum, yiyecek ve ilaçlarını satın alıp getiriyorum. Köy sakinleri yaşlı oldukları için her şey için bana bel bağlıyorlar. Elektrik ve su kesintisi olduğunda günü her saatinde beni arıyorlar. Su pompalarla verildiği için elektrik kesildi mi su da kesilir.”
Köyde bulunan evlerden ikisi Romanya vatandaşı olan kişiler tarafından satın alındı. Ancak ilk başta mülkleri ile ilgili duydukları hevesten dolayı sık sık gelen evlerin yeni sahipleri, zamanla Varba köyüne uğramaz oldular. Heveslerini soğutan şey, köye hiçbir yatırımın yapılmaması olabilir.
"Her yerde sokak aydınlatması var, video izleme yok. İnşaat malzemesi alınabilecek evler kalmadı. Çalınabilecek her şey çalınınca ortalık sakinleşti. Soygunlar da yok. Yeşil alanların bakımı ve yol boyundaki ağaçların dallarının kesilmesi için, ayrıca da sokakların yapılması ve suyolunun açılması için kaynakların tahsis edileceğine dair bize söz verildi. Köy, iki tepe üzerinde yer aldığı ve su tahliye sistemi olmadığı için yağmur yağdı mı sular sokaklara dökülür,” dedi Lili Antonova.
Köyde yaşayan ihtiyarlardan biri olan eski dükkancı Kosta Georgiev’in anlattığına göre yıllar önce köye yakın taş ocağı vardı, insanlar tarım ve hayvancılık yapardı. 70’li yıllarda köy nüfusunun 100 kadar kişiden oluştuğunu anlatan yaşlı adam, o dönemde 300’den çok baş sığır ve yüzlerce dekarlık işlenen arazinin olduğunu paylaştı. Zamanında 2 ve 3 Haziran tarihlerinde yapılan köy şenliklerini de çoktandır hatırlayan bile yok.
"1949 yılında köyde TKZS kurulduğunda babam, işçi takımlarını ve gerekli makine donanımını organize eden ilk adam oldu. 1960 yılına kadar çalıştılar. Sonra her şey dağıtıldı. Köylüler toplu halde Belogradçik, Lom, Vidin ve Sofya olmak üzere şehirlere göçetmeye, etraf köyler ise ıssızlaşmaya başladı”
Kaynak : BNR Vidin Radyosu
Röportaj : Katya Borisova
Düzenleyen : Yoan Kolev
Çeviri : Tanya Blagova
Foto: Genadi Tokov ve Prof. Borislav Toşev'in araştırmasıHalkı aydınlatanlar, yalnızca şükran ve hayranlık duyulan kişiler değil, tarihimizde milli aidiyet duygumuzu uyandıran en önemli şahsiyetler olarak görürüz. Ancak “halk aydınlatan” kavramının arkasında nasıl bir arketip duruyor ve neden Halk..
Moldova'nın AB üyeliğine ilişkin, ülke Anayasası’na yazılacak stratejik bir hedef olan referandumun sonuçları, her ne kadar Avrupa şüphecilerine “kıl payı” yaklaşsa da, ülkenin Avrupa yanlısı bakış açısını güçlendirdi. Ancak..
Sofya’da 28 Kasım 1938’da yayınlanan “Besarabya Bulgarları” gazetesinin tek sayısında “Besarabya Bulgarları, Bulgar halk cüssesinin, Bulgar manevi ve kültürel birliğinin ayrılmaz bir parçasıdır ve böyle kalacaklar, zira aramızdaki bağ güçlüdür”..
33. Bulgar Antarktika Bilim Seferi katılımcıları, farklı ülkelerden bilimadamları ile birlikte bilimsel araştırmalara devam etmek üzere..