Okullu çocukların sağlık tutumuna (HBSC) ilişkin düzenlenen uluslararası araştırmadan alınan sonuçlara göre ülkemizde 11 yaşında olan öğrencilerin yüzde 10’luk bölümü en az iki defa sarhoş olmuş bulunuyorlar. Kızların yüzde 18’i, erkek çocuklarının ise yüzde 13’ü, sigara içmiş olurken 15 yaş altında olanlarda kenevir kullanmış olanların oranı yüzde 19...

Bu göstergeler itibari ile ülkemiz Bulgaristan, aynı yaş grubundaki ortalama oranların yüzde 1 ile yüzde 3 arasında seyrettiği Avrupa ülkeleri ve Kanada’ya büyük “fark atıyor”. Dahası da uzmanlara göre endişe verici olan bu eğilim gitgide derinleşmektedir. Ayrıca ülkemizdeki çocukların bu türden “iç karartıcı” istatistiklerde yer almaları da ilk değildir.

Halin böyle olmasının sebeplerine gelince sık sık aile içi ilişkiler ve toplumun çocukların yetiştirilmesine gereken önemi vermemesine işaret ediliyor.

Çocuk psikoloğu olan Dimitrina Prodanova, bu türden madde kullanan ergenlik çağındaki gençlerle her gün konuştuğunu belirterek aynı zamanda çok yetenekli ve her anlamda gelişmiş olup basit ve ucuz değerler peşinde koşulan toplumda kendilerini yabancı hissettiklerini paylaşan gençlerin de az olmadığını öne sürdü.

" Yaşı 11 ile 14 arasında değişenlerde anket yapacak olursanız eğer, erkek çocukları “gamer”, kızlar ise “ınfuencer” olmak istediklerini söyleyecek. Aslına bakarsak, kafalarında tanınan bir kişi olup çalışmadan para kazanmak istiyorum düşüncesi var. Okulda uyanık beyinlerini teşvik eden bir şey sunulmadığı için canları sıkılıyor. 11 yaşında olan bir öğrencinin karşısına dersi münasip şekilde sunmayan bir öğretmen çıkınca ne olur? Öğrenme motivasyonu tamamen ortadan kalkar” şeklinde konuştu çocuk psikoloğu.

Sosyal medyanın etkisi de şüphe götürmez. Çocuk ve gençlerin uzun saatler boyunca ekranlar karşısında durmaları da narin psikolojileri ile tavırlarını etkilemekte. Neticede yetişmekte olanlar, gittikçe daha büyük heyecan ve coşku arayışı içindeler.

“Son dönemde “idrak sabırsızlığı” terimi ortaya çıktı. Çocuklarımız TikTok kültürü çocuklarıdır. Her 10 saniyede bir şeyin olmasını bekliyor, devamlı yeni yeni uyarmalar istiyorlar. Yani hayatımızda gittikçe geniş yer tutan teknolojilerden dolayı beyinleri, farklı frekansta çalışmaya başlıyor” sözlerini kullandı Dimitrina Prodanova.

Ekranların dışında olup biten her şey çocuk ve gençlere can sıkıcı geliyor. Dahası da – düşük motivasyonun temelinde yatan değersizlik hissi, problemli tavırlara veya psikoaktif madde kullanımına yol açabilir. Oysa çocuklara en erken yaştan itibaren kendine güvenmeleri ve kendini beğenmeleri öğretilirse iç karartan bu istatistikler de olmaz, diyen Prodanova, çocuklar sabır ve ilgiye muhtaç olurken ebeveynlerin hep meşgul ve kaygılı olmalarına dikkat çekti. “Bana gelenler içlerini döküyorlar. Bir saat boyunca yetişkin biri tarafından ilgi ile dinlenmelerinin aileleri içinde görülmeyen bir durum olduğunu paylaşıyorlar”.

" Ebeveynlerin çoğu çocukları ile baş başa iletişim kuracakları huzur ortamı yaratmakta başarısız kalıyorlar. Bir şey daha var – bizdeki ebeveynler, kendi aralarındaki ilişkilerin sağlıklı olmasına özen göstermiyorlar. Anne ve babaların “pilleri şarj etmek” üzeri sırf kendilerine ait zaman ve alan ayırmaları çok önemlidir. Çünkü mutlu ve sakin olan ebeveynlerin çocukları da mutlu ve sakin olurlar” şeklinde konuştu psikolog Dimitrina Prodanova.

• Öğrencilerin internet ve ekran bağımlılığında endişe verici eğilimler
• Günümüz çocukları ve gençlerin karşı karşıya olduğu tehlike ve kötü alışkanlıklar