Istranca halk sanatçısı Magdalena Karamiteva, ailesiyle birlikte 20 yılı aşkın süredir yurtdışında yaşamasına rağmen, Bulgar halk şarkıları kendisine her yerde eşlik ediyor. Stara Zagora’dan kaval sanatçısı eşi Dimitar Karamitev ile birlikte şarkıya dönüştürdüğü onlarca sözün yazarıdır.
Şarkılarındaki otantik folklorik tını, sıcak sesi ve sahneden verdiği mesajlarla Magdalena birçok kez dinleyicilerin hayranlığını kazanmıştır.
Magdalena Todorova Karamiteva, Kotel'deki müzik okulunda halk şarkıcılığı eğitimi aldıktan sonra Plovdiv’de, Müzik, Dans ve Güzel Sanatlar Akademisi’nden mezun oldu. Magdalena, çocukluğundan beri şarkılarla iç içe olduğunu ve şimdi, 20 yılı aşkın bir süredir yaşadığı Viyana'da halk şarkılarının günlük hayatının bir parçası olduğunu ifade etti.
“Ben Pomorie şehrinde doğdum ve orada hem Stranca hem Trakya ve hem de Dobruca müzikleri dinlenir. Halk müziğiyle uğraşmak istiyordum, bu benim hayalimdi. Yoksa belli hedefler koymamıştım. Henüz Plovdiv Müzik Akademisi’nde üniversite öğrencisiyken meslektaşlarım ve dostlarımla ayrı bir albüm yapma fikri doğdu. Onlar, o dönemde kendisi de üniversite öğrencisi ve kaval ustası olan eşim Dimitar Karamitev ile fikir arkadaşlarımızdı. Ne var ki üniversiteyi bitirdikten sonra ailemle birlikte hayat mücadelesine devam etmek zorundaydık ve bu yüzden de kariyerimiz ikinci planda kaldı. 2000 yılında mezun olduk ve sonra Avusturya’ya gittik.Önce eşim gitti, bir müddet sonra da ben ve ilk çocuğumuz Maria.”
Viyana bir müzik şehridir, fakat Magdalena Karamiteva gibi bir halk sanatçısı için çok fazla fırsat sunmaz. Bulgar halk şarkıları Almanca konuşan bir dinleyici kitlesine çeviri yoluyla ulaştırılamıyor ve bu engel, sanatçının çok yetenekli ve sıkı çalışmasıyla bile aşılamıyor. Bununla birlikte Stranca’lı şarkıcı, Viyana'da Bulgarca şarkılarıyla birçok kez sahneye çıktı, Bulgaristan’ı yabancı izleyicilere tanıttığı konserlerde ve tiyatro prodüksiyonlarında yer aldı.
Magdalena ve Dimitar Karamitevi, Viyana’daki tüm Bulgar topluluğu tarafından da iyi tanınırlar, çünkü Avusturya’daki Bulgar topluluğunun resmi toplantılarına düzenli olarak katılırlar. İki müzisyen, vatanlarındaki her konser davetinin kendileri için her zaman memnuniyet verici olduğunu, ancak sanatsal kariyerlerinin zirvesini çoktan geçtiklerini ve Bulgar dinleyicilerin onları sahnede görme fırsatı bulamadıkları için de üzgün olduklarını söylediler. Kısa bir süre önce Bulgaristan Ulusal Radyosu tarafından düzenlenen “Portrelerde Müzik” adlı ortak konserde solist olarak yer aldılar ve repertuvarlarının bir bölümünü Bulgaristan Ulusal Radyosu Halk Müziği Orkestrası ile birlikte seslendirdiler:
“Bizler bu davet, ilgi, güven ve BNR’nin ONM (Halk Müziği Orkestrası) müzisyenleri gibi halk müziğinde bu kadar profesyonel olanlarla birlikte aynı sahnede yer alma fırsatından dolayı çok minnettarız. Onlardan bazıları, Kotel’deki müzik okulundan da arkadaşımızdır. Ben yalnız kaldığımda,aklımda kendiliğinden, sonradan sesli olarak tekrarladığım bir melodi çalmaya başlar.Müzik gerçekten güzel bir şey.“
Fotoğraflar: Facebook/TRAYANAFOLK, Facebook/BNR.FolkOrchestra
Her zaman rengarenk olan Preya, yeni single parçası “ Her Gün ” ile yine dikkatleri üzerine çekmeyi başardı . Şarkı, Preya’ya has el yazısının yanı sıra, çok kişisel bir hikayeye dayanan mesaj içeriyor. Preya, uzun süredir birliktelik yaşadığı ve..
Yorukmak nedir bilmeyen Roberto Nikolov – Robi, bu baharda “Dvamata” albümünü tanıttıktan sonra, yeni bir parça daha yaptı. “ Tiho ” (Sessizce) adlı şarkıda sosyal öneme sahip bir konu ele alınıyor . Aşkın ve yanındaki kişinin ne kadar değerli..
12 hafta boyunca en çok çalınan Bulgar şarkısı olan “Lyubov kato nebe” (Gökyüzü gibi aşk) şarkısının başarısından sonra Miro şimdi de “Nejen” (Şevkatli) adlı yeni single parçasını beğeniye sunuyor . Sürpriz iş birliği nin eseri olan..
De Là Trâp – bu renkli lakap, son bir yılda ülkedeki hip hop kültürü severlerinin de dikkatini çekti. Rap sanatçısının 100 KILA ile birlikte yaptığı..