Günün Programı
Yazı Boyutu
Bulgaristan Ulusal Radyosu © 2024 Tüm hakları saklıdır

Psikolog Mihaylina Abrasheva:

Her 7 kadından birinde lohusalık depresyonu gelişiyor

Bu durumlar mükemmeliyetçi yapıya sahip kişilerde daha sık görülmektedir

Photo: medlineplus.gov

Geçen hafta Sofya’da 4 yaşındaki bir kız çocuğu ve küçücük bebek annesi 31 yaşında genç bir kadın yüksekten atlayarak intihar etti. Olay sonrasında öğrenildiği gibi doğum öncesinde başarılı karyer ve mutlu mesut bir aile sahibi olan kadın, ikinci çocuğunu dünyaya getirdikten sonra üzerine düşen görevleri gereği gibi yapamadığını söyleyip endişe etmeye başladı.

Bu elim olay, lohusalık depresyonu durumunun sık sık gereken derecede önemsenmediğini ortaya koydu. BNR Horizont programından Stefan Kunchev’e konuşan psikolog Mihaylina Abraşeva, bu konuda bilinmesi gereken önemli hususlara dikkat çekti.

Doğum sonrası depresyonun son yıllarda sık sık karşılaşılan bir durum olduğunu belirten psikolog, yeni doğum yapan kadınlarda hızlı hormonal değişiklikler sonucu doğal olarak oluşan duygusal dengesizliğin bu duruma neden olabileceğini belirtti.

 “Doğumu izleyen iki haftada neredeyse her anne duygusal olarak istikrarsızdır. Yüzü gülen, mutlu görünen kadın, aniden ağlama ve teessür nöbeti geçirebilir. Bu dalgalanmalar lohusaların yüzde 30’u kadarında izlenir. Daha sonraki dönemde ise her 7 kadından birinde depresyon gelişiyor. Çok ağır psikolojik rahatsızlık söz konusu olduğu için depresyon yaşayan kadının yakınları önlem almalı, çünkü kendisi içinde bulunduğu ruh halini idrak etmek durumunda değildir” diyen psikolog doğumdan sonra 6 hafta tamamlandığında devreye giren sözüm ona “annelik içgüdüsünün” doğum sonrası depresyonu önlediğini ifade ederek bu tür durumlar görüldüğünde mutlaka psikolog veya psikiyatr olmak üzere uzman desteğinin alınması gerektiğine işaret etti.


Doğum sonrası depresyon nasıl tanınacağına gelince Mihaylina Abraşeva şunları söyledi:

 “Yeni doğum yapmış olan kadının morali ve söyledikleri konusunda dikkat edilmeli, şımardığı düşünülmemelidir. Bu nevi ruh halleri, özellikle mükemmeliyetçi yapıya sahip olanlara hastır. Yakınları, genç annenin üzerine düşen yükümlülükleri gereği gibi yerine getirmediği söyleyip kendi kendini sitem ettiğini duyarlarsa kendisini teskin etmek ve her şeyin yoluna gireceğini söylemekten öte psikoloğa danışması konusunda kadını ikna etmelidir. ”

Psikolog Mihaylina Abraşeva, doğum sonrası depresyonun daha hafif şekilde 2 yıla kadar sürebileceği, daha ağır seyrederse ise çok nadir olmakla birlikte etaplar halinde ömür boyu devam edebileceğini söyledi.

Birçok annenin içinde bulundukları durumu kimse ile paylaşmamalarının zamanında önlem alınmasını zorlaştırır. Malüm olduğu üzere mükemmeliyetçi insanlar genelde güçlü karaktere sahip, mücadeleci ve hayatının kontrolünü elinde tutan kişilerdir. Dolayısıyla onlar çareyi tek başına bulacaklarını düşünüp destek istemeyi utanç verici bir şey olarak görür ve yardım isteyince kendilerini bunu yapmak zorunda kaldıkları için suçlarlar. Yaşadıklarını içlerine atan bu kişiler, birden bire bilincin bilinçaltı üzerindeki kontrolü kaybettiği duruma düşebiliyor ve maalesef sonuçlar bazen feci olabiliyor.

Mihaylina Abraşeva

Doğum sonrası depresyonun mükemmeliyetçi olmayan annelerde de görüldüğünün altını çizen Mihaylina Abraşeva, bu durumun nedenlerine ilişkin şunları söyledi:

 “Anne ve özellikle ilk defa çocuk sahibi olan genç kadın, çok fazla bilgi edinmiş olur. Bir sürü şey okumuş olan, ebeveyn okuluna giden, akrabaları ve arkadaşlarından dört dörtlük anne nasıl olunur konusunda nasihatlar alan kadın, anne olunca önceden öğrendiklerini uygulamaya kalktığında her çocuk farklıdır olduğu için bebeğinden beklediği cevabı almayabilir. Bebek daha sinirli ve kaprisli olursa, gece sık sık uyanıp anneyi uykusuz bırakırsa, ki bu gayet normal bir durumdur, annede “bebeğim ağlıyorsa yanlış yaptığım, kendisine veremediğim bir şey var demek” düşüncesinin getirdiği bir tedirginlik hali oluşur. Daha zeki olan ve süreçlerin gidişatını analiz etmeye çalışan, bilgili ve sorumlu olan anneler, üzerlerine çığ gibi gelen bu endişe durumuna düşüyorlar.”

Ailede böyle bir durum olursa doğru yaklaşım nedir sorusu üzerine Mihaylina Abrasheva insan insandan farklı olduğu ve duygusal dünyanın çeşitliliğinden dolayı doğru tek bir yöntemin olmadığını kaydederek depresyon belirtileri farklı olduğu gibi doğru yaklaşımların da farklı olabileceğini söyledi. Yakında doğum yapmış olan kadında iki haftadan uzun süren duygu dengesizliği izlenirse ve mizacıhamilelikten öncesine göre değişirse annenin durumunun takip edilmesi, kendisi ile konuşulması gerektiğini belirten psikolog şöyle devam etti: “İlk başta bunu yakınları da yapabilir. Şikayet ederek içindeki endişeyi dışa çıkarak kadını dinlemelerinde fayda var. Tabbi, bunun için güvendiği bir insan yanında olmalıdır. Bulgaristan’da bu konuda çok güzel geleneklerimiz var. Lohusalar asla yalnız bırakılmaz. Tabii, yanında bulunan kişinin de anneyi eleştirip ek stres vermesi, son derece istenmeyen bir durumdur. Çocukla ilgili yardım etmese de annenin konuşabileceği, içini dökebileceği olgun bir kişi olmalıdır” dedi ve şunu da ekledi:

Günümüzde genç kadınların problemleri, büyük ölçüde her şeyi fazlası ile düşündüklerinden kaynaklanıyor. Çocuğun yetiştirilmesi işine erkekçe, mantık ve akılla yaklaşıyorlar. Oysa sezgilerine daha çok kulak vermelerinde fayda var. Anne olunca sezgilere öncelik verilmeli. Herhangi bir konuda endişe eden annenin, bebeğini kucağına alarak iyi olduğuna ikna olup rahatlaması lazım. Bebekler sık sık kucak istedikleri ve anne sevgisini hissetmek istedikleri için ağlar. Çocuğun nasıl yetiştirileceğini çok fazla düşünmemek gerekir, hatta önceden bir sürü şey okumazsak, endişelerimizi de o denli büyütmüş olmayız” dedi psikolog.

Kaynak : BNR Horizont Programı

Söyleşi  : Stefan Kunchev

Çeviri  : Tanya Blagova

Foto: BNR, medlineplus.gov, pexels


Последвайте ни и в Google News Showcase, за да научите най-важното от деня!

Kategorideki diğer yazılar

Bulgaristan’da nüfus azalması 1985 yılından bu yana ilk kez sıfıra yaklaştı

Bakanlar Kurulu’nun  2023 yılı “Demografik gelişim” programını değerlendirme raporuna göre ülkemizde 38 yıldan bu yana ilk kez doğal nüfus artışı ile nüfus azalması arasındaki oran neredeyse sıfır düzeyinde. Bulgaristan Bilimler Akademisi Nüfus ve..

Eklenme 23.10.2024 14:26
İtalya Başbakanı Giorgia Meloni ve Arnavutluk Başbakanı Edi Rama

Geri Dönüş Merkezleri – yasadışı göçle mücadelede sürdürülebilir çözüm veya başarısızlığa mahkum ortak Avrupa modeli

Göç konusu, Brüksel'in bu konuyu sınırlamak için yeşil ışık yakması yönünde artan baskı bağlamında, Avrupa gündeminin bir kez daha gündemine oturdu. Bazı Avrupalı ​​liderlerin yasadışı göçmenlere karşı daha radikal bir yaklaşım yönündeki..

Eklenme 23.10.2024 12:22

Almanya, İngiltere ve Hollanda Bulgaristan vatandaşlarının göç için tercih ettikleri ülkeler

2023 yılında 8 000 Bulgaristan vatandaşı ülkeye geri döndü, 12 000 kişi ise göç etti. “Horizont” programına konuşan NSİ Ulusal istatistik Enstitüsü “Nüfus ve Sosyal İstatistiği” şubesi müdürü Magdalena Kostova , ülkeyi temelli terk..

Eklenme 22.10.2024 16:09